yumuşak g'ye takıntım var taaa ikinci sınıftan beri.
öğretmenimiz ikinci sınıftayken bizlere alfabeyi saydırıyordu. sıradan başladı, tabii ben en arka sıranın bir önündeyim, boyum malum. neyse herkes sayıyor aynı şekilde;
a
b
c
ç
d
e
f
g yumuşak g
ı
i
j
k
l
m
n
o
ö
p
r
s
ş
t
u
ü
v
y
z
sonra sıra bana geldi, ben de saydım ama tek bir farkla, yumuşak g demedim ona bildiğiniz gırtlaktan "ğ" dedim. öğretmen gayet sakinken birden yüzü değişti. anasına sövmüşüm gibi baktı bana ve;
-yumuşak g'yi söylemeyi unuttun iremga dedi.
+ hayır örtmenim unutmadım "ğ" dedim ya. dedim ben de
- neden? dedi ayağa kalktıktan sonra
+"ğ"ye haksızlık edildiğini düşünüyorum örtmenim, bence herhangi bir sorunu yokken ona yumuşak dememeliyiz. hatta sorunu olsa da bunu yapmamız ayıp olur. hem siz "ağaç" kelimesini okurken, "ayumuşakgaç" diye mi okuyorsunuz? dedim.
hoca dumur oldu, ben de o yaşta manyak mıyım neyim. bu arada yazarmış kendisi, selam ediyorum.
kendisini çok beğeniyorum. ana babasından istemeye giderken renkli makaronlardan bir paket yaptıracağım. çikolata niyetine.
da renk kompozisyonuna tam karar veremedim. neticede fotoğraftan anlayan insan... dikkatli olmak lazım. sarının yanına pembeyi mi koysak yoksa... yeşil mi.. belki biraz turkuaz..
ya da bırak tamam bi kutu güllü lokum alır giderim. pembenin üstüne badem kahverengisi. en temizi.
mübarek bir yazar kardeşimiz. pilavlı sohbetlerin gözü yaşlı müdavimi. allah razı olsun , tam bir şakirddir kendileri. maklubeyi avuç avuç yiyenlerdendir ayrıca. öyle sevmekte.
kendisini 75 yılından beri tanırım.
3 boyutlu gözlükleriyle havuza girip arko nemlendirici ile güneşlenip yağmur banyosuna pekine gider.
tekin ördeği yeyip zaman zaman 100 kasa hesabını bonu borç yazıp karşı tarafı alacaklandırıp şalterleri indirebiliyor.
aslen brezilyanın sn leponiokyo köyünde yaşıyor ve en çok sevdiği şarkı da le tango el samba dur.
ayrıca tavizlerinden ödünlerini hiç bir şekilde taviz etmez.