haklı, amerika'ya filan gidip 'türkiye'de özgürce yaşayamıyoruz bıdı bıdı ühühü' demek, dış ülkelerin müdahalesini beklemektir özgürlük arayışı zaten. (bkz: ali babacan) hoş, böyle özgürlük arayışı da ancak sizden çıkar ya.
kesinlikle hatalı bir önermedir. zira tam tersine yumurta atmak özgürlüğün ta kendisidir. demokrasiyi iyice özümsemiş, özgürlüğün hat safhaya ulaştığı ülkelerde sokaklarda insanların yaptığı gündelik şeylerdir yumurta atmak. son olarak çek cumhuriyeti insan hakları evrensel beyannamesine yumurta atmanın da temel hak ve özgürlüklerden birisi olarak konması için teklifte bulunmuştur. hollanda'da ise devlet sokaklara kurduğu yumurta standları ile bu temel özgürlüğün ücret ödemeksizin vatandaşları tarafından özgürce karşılanması yoluna gitmiştir.
yaklaşık sekiz yıldır tek başına iktidar olan, ve bugüne kadar sayılı televizyon kanalllarında seyircisiz programlara katılan, en önemli varlığı özgür kalemi olan gazetecilere bile özgürlük hakkı tanımayan bir başbakanın saçmalamasıdır.
en özgür kurum olan üniversitelerde, kimse sesini çıkarmayacak ise bu gidişata kim dur diyecek. yeri geldiğinde yumurta atmak, yeri geldiğinde yol kesmek özgürlük göstergesidir.birilerine göre günde 50 tl karşılığı, partilerine ait üye kayıt standlarında çalışmak değil, türban takıp düzene baş kaldırmak asla özgürlük değildir.
her evlenen kişiye üç çocuk tavsiyesinde bulunanlar, üç çocuğun eğitim, öğretim ihtiyaçlarını karşılayamıyorsa, sesini çıkarıyor diye aylarca eğitim ve kişisel özgürlük hakkı elinden alınarak hapiste tutuklu kalıyorsa bırakınız üç çocuğu, dünyaya çocuk getirmeme düşüncesi en büyük özgürlüktür.
özgürlük kendisinin her istediğini söyleyebilmesidir, diğerleri onu ilgilendirmiyor. bu yüzden arayış falan hikaye, boşa aramayın, bulamazsınız. olanı zaten türbanlılar kaptı, size kalmadı.
anarşi ile özgürlük arayışını birbirine karıştıran öğrencilerin yumurta atması üzerine başbakan tarafından dile getirilen söylemdir.
bu ülkede bir kesim sırf dinlerinin gereği olan bir gereksinimi yerine getirdikleri için üniversite kapılarında manevi işkenceye maruz bırakıldılar. hem de seneler boyunca. ama özgürlük arayışlarını karşılarındakini fikirleriyle ezerek gösterdiler hep. yumurta vs kaba kuvvete şiddet gösterilerine asla yeltenmediler. zaten bu yöntemi ancak ve ancak fikirleri çarpık, beynine ve çenesine güvenmeyen ezikler kendilerine yol olarak seçebilir. karşısındakine maddi veya manevi olarak zarar verebilecek her yol şiddettir. evet bu yöntemleri seçenlere, muhalif olduğu kişiye yumurta atanlar da dahildir. evet buna ramazanda oruç tutmadıkları için başkalarını tartaklayanlar da dahildir. evet buna gösteri düzenleyip polise taş atıp kantinin camını çerçevesini masasını sandalyesini kıranlar da dahildir. sen fikrine ve fikrini ifade edebilme kabiliyetine güvenmiyorsan başvuracağın tek ve yegane yol kaba kuvvettir. sen üniversite öğrencisi olarak beynin en etkili cephanen, ağzın en büyük silahın olması gerekirken elinle tuttuğun taşın, yumurtanın veya silahın arkasına saklanıyorsan, o beyinden ne bu ülkeye hayır var, ne de kendine faydan var. okuma hiç boş yere. benim maaşımdan her ay peşin peşin kesilen vergilerle oluşturulan kaynakları boş yere israf etme. ananın babanın hesabına yatırdığı parayı boş yere çarçur etme. git bir tavuk çiftliğinde işe başla tavuğun götünden yumurtayı topla koliye koy en azından üretime o şekilde katkın olsun. kimse senden yumurtlamanı beklemiyor zaten.