sürekli yenilenen, devinen, tazelenen, sıcak gündeme, olaylara, durumlara. aynı statik fikirlerle kendilerini tekrar etmelerini borçlu oldukları beyin.
bir rivayete göre değil bizzat gözlemlere göre kendini müziğe, keyif verici türlü maddelere, karşı veya tercihe göre hemcinslerine adamak ve hiç ama hiç okumamaktan geçer. ülkelesini de sevmemesi gerekir insanın bu beyne sahip olması için. bu akım, keriman halis ile başlamıştır.
"yozlaşma", yoz olmayan bir şeyin sonradan bozulması anlamına gelir ki, zaten yoz olan bir şeyin, sadece daha fazla yozlaştığından söz edilebilir. kanıtları çoktur.
farklı düşüncelere tahammülsüzlük, saygısızlık, yüzeysellik, klişeleşmiş sloganlar dışında sorgulamamak, en alt düzeyde düşünmek, gündemin rüzgarında savrulmak, okumamak, gerçeği görememek, yozlaşmanın görüngüleridir. yozlaşma bir günde oluşmamıştır elbette. 1980 askeri darbesiyle birlikte, ülke sorunlarına ilgisiz, tüketen, düşünmeyen bireyler yetiştirmek, bir devlet politikası olmuştur.