yozgat bir kar kentidir,
sürmeli bir türküdür,
serttir soğuktur küçüktür.
iki dağın dudağına kısılmış
incecik bir sudur
içinde zamandan başka herşeyin aktığı...
güneşi bir nazlı konuktur yazlar içinde.
ömrü çiçeklerin rengi kadardır.
ağaçları çatılardan yüksek,
avluları evlerinden geniş
bir rüzgar kentidir yozgat.
çam kokuları ve bıçkın delikanlıları ile
yıllardır kesilmeden esen
yoksullukla düşlerin içiçe büyüdüğü
dar sokaklar eğri evler boyunca..
kadını bir eski zaman resmidir
işin ve konuşmanın tutkun aynasında
erkeği odalar dolusu ağırlık...
duruldukça kendini bulan sular gibi
çocukları büyüdükçe büyüklere benzediği
bir taşra kentidir yozgat
zor inanıp güç değişen...
durur zamanın alnında donuk
bir basma entarinin eteğinde
soluk,eski desenler gibi...
günler içinde birgün
dokundu parmakları hayatın
ufkumun bunalan perdesine...
fırınları sinemaları minareleriyle
hareket ülkesi bir kent simgesi olarak
yozgat,girdi ömrüme...
şeklinde mükemmel bir şükrü erbaş şiirine konu olan, hele hele ''erkeği odalar dolusu ağırlık...'' dizesiyle vücutta bir titremeye sebebiyet veren nazlım memleket/memleketim.evet küçüktür.evet asidir haddinden fazla.hatta uzaktan durulup bakıldığında yaşanılmayası görünür.ahh yozgat...bilmiyor...seni kimseler bilmiyor...
dışardan bakanların hep yobaz olarak adlandırdığı memleketim olan şehirdir. bu ülkenin bir çok ücra ve metropol şehrinde bulunmam vesilesiyle bu entryi girmek istiyorum.
kurtuluş savaşı döneminde en çok şehit veren vilayetlerden birisidir. dolayısıyla bu devlete gözünü kırpmadan canını verecek insanları vardır.
kurtuluş savaşı sonrası bir çok köyünde kalan erkeklerin sayısının toplamının iki elin parmaklarını geçmediği şehirdir bu şehir.
yukarı da bahsedilmiş gelişmemesinin nedeninin insanların dükkan açıp içinde pineklemeye bağladığını söylüyor. yahu ankaraya 2 saat kayseri'ye 1.5 saat konya'ya 2.5 saat olan bu şehir nasıl olur da gelişmez ? neden hep insanında arıyoruz sorunu yukardakilerin hiç mi suçu yoktu ?
benim memleketimin adamı öyle adamdır ki yatırım görmemiş, hastane, okul, sağlık ocağı, sosyal mekanlar görmemiş fakat buna rağmen devlete gocunmamıştır. çalıp çırpmamıştır. kaçak elektrik, su kullanmamıştır. kendi yağında kavrulmayı bilmiş bir şehirdir. bunca işsizliğe gocunmamış devlet dairelerini yakıp yıkmayıp hem iç hem de dışa göçte başı çeken bir şehirdir. kim ister yahu elin almanyasında memleketinden uzak yaşamayı.
gezilecek görülecek yeri yok imiş. kerkenes harabeleri denen bir şey duydunuz mu acaba ? yada alişar höyüğü ? ve hala tarihi kalıntılar bulunan bir çok yeri vardır yozgatın.
google'a bile yiğidin harman olduğu diyar yazılınca ilk sırada çıkan bir şehirdir. boşa söylenmemiştir. bu kadar zalim olmaya gerek yok bende bir öğrenciyim erzurumda üni okuyorum onca vilayet gezdim sizin yobaz dediğiniz kesim şu yeni nesildir yani benim çağımdır. onun da nedeni özenti hayattır.
yozgatlıyım ve bunu söylemekten de oralı olmaktan da hiç bir zaman utanç duymadım. o kadar.
Çoğu sözlükteki yorumlara baktım da , acayip alay konusu olmuşuz. Gerekçeleri ise şunlar;
-yobazmış
-gezilecek yeri yokmuş
-insanları kabaymış
-aşırı muhafazakarmış
başlıca gerekçeler bunlar. Şunu söyleyeyim, her ilin yobazı da olur , bilgilisi görgülüsü de , bazı insanları öyle diye bunu bütün yozgat insanına mâl etmek ne kadar doğru? Hatta bunların dediğine göre yobazlık da şu, insanının cahil olması. Yani bu her yerde vardır sadece oraya has bir durum mudur?.
ikinci durum ise gezilecek yer konusu, evet doğal olarak fazla bir mekan yoktur ama oranın insanının suçu mu bu? Yani bu bir kader bir nevi... Eğer gezecek yer arıyorsak, sadece yozgat'a değil, ilçelerine de bır göz atsanız, öyle olmadığını göreceksiniz.
insanlarının muhafazakar olması konusu ise haberlere kadar çıktı neymiş ; sigara içen savcı dayak yemişmiş... Yani bunu içtenlikle söylüyorum, oruç tutmayan da çok var ama abartıldığı kadar ortada bir durum yok evet muhafazakardır , dıncidir ama eskisi kadar değil yozgat insanı...
Son olarak da şunu söyleyeyim, bir şehre önyargıyla yaklaşmak, başkalarının gözùnde bu şehri kötü düşürmek bu kadar kolay olmamalı.
her biri norweç, isveç, venedik vs. kasabasında yaşayan sözlük yazarlarının götüne giren şehirdir. yozgatlı değilim ama bu kadar yapılan insafsızca eleştiriler damarıma dokunuyor. siz kimsiniz ki yozgatı bu kadar aşağılayacak hakkı kendinizde buluyorsunuz? yok efendim çok yobazmış, caddesinde sarışın kızlar yokmuş felan fistan. yozgat insanı anadolu insanıdır, çanakkale ye, güneydoğuya ardına bile bakmadan geriye dönmeyenlerin vatanıdır. kemiğini sikeyim bu zihniyetin. iki bara gidip içmekle, iki tane kaşar hatun sikmekle kendiniz adam mı sandınız?
ömer cabbar ağa koyun sürüleri olan ve çapanoğlu'nun atası olan bir zattır. bir gün yanına gelen bir misafir ondan içmek için süt ister. o da hemen sağıp ikram eder. misafir "yozuna yoz katılsın, memleketinin adı yoz-kat olsun." diyerek mukabelede bulunur. bu sözü söyleyen misafir hızır aleyhisselamdır. böylece ilin adı yozgat olur.