kolay kolay sinirlenen biri değilim ama artık hararet yaptı. bunaldım, bayılma arefesinden yazıyorum bu satırları.
"yee mandıra filozofu çok iyi yeeaa adam aşmış abii"
değerli arkadaşlarım,
ege'nin bir kasabasında, denize sıfır vaziyette, etrafı ağaçlarla yeşille bezenmiş bir atmosferde, kira ödemek zorunda kalmadan, çoluğun çocuğun eğitim masraflarını üstlenmeden yaşamakta ne var?
hadi yozgat'ın köyüne yerleş bre dürzü. orada konuşsana böyle. çetin kış koşullarında, it ürümeyen kervan yürümeyen bir mahalde, domatesin normal koşullarla yetişmediği bir coğrafyada olsana bir mandıra filozofu.
ancak yumurta ve sütle hayatta kalsana. gözünü uçsuz maviliklere açmadan sabah akşam bozkıra, kırsala, yüe dağlara bakarak geçirsene günlerini.
sizden yegane istirhamım bu mandıra filozofcuklarına prim vermemeniz ve onlara orta parmağınızı göstererek olay mahalinden ayrılmanızdır efendim.