Test yaptıranların bir de mental alerji testi yaptırması lazım. Bu fiyatlara test mi yaptırılır? Hasta mısınız nesiniz? Patch testing yaptırın 160 liraya, boğazınıza da az biraz hakim olun amk, bulduğunuzu yutmayın.
her derde derman olacağı söylenen faydalı test. zira az önce bu işi yapan http://www.yorktest-tr.com u telefonda arayıp bilgi almak istedim saat 9 u geçmiş bir tane adam yok. bir kızımız çıktı telefona dedi ki burada kimse yok arkadaşlarımız gelmedi henüz siz 15 dakika sonra arayın. olur dedim kahvenizi orta şekerli yapıyorum başka bir isteğiniz yoksa ben çekilim.. iş disiplini birinci dakika da sınıfta kaldı benim için. neyse çok pahalı değilse yaptırmayı düşünüyorum yaptırırsam haberleşiriz.. kib öptüm bye.
yıllardır muzdarip olduğum, yaygın ödem ve halsizlik nedeniyle, hadi bakalım, son çare, bir de bunu deneyelim deyip, 2011 Mart ayında yetkili bir laboratuarda yaptırdığım, sonucunda Gluten (buğday, arpa, yulaf,çavdar ununda bulunan madde), mercimek, yer fıstığı, dana eti, salatalık ve maya'yı tüketmemem gerektiğini öğrendiğim test.
Benim ödem şikayetim yaşam kalitemi alt üst ediyordu. sabah uyandığımda, hiç bir kıyafetimi giyemediğim için, gardrobun karşısında ağladığımı çok bilirim. sabah uyandığınızda, vücudunuzun her bir cm karesinin su topladığını, 1.60'lık boyunuzla, en az 5 kg. daha ağırlaştığınızı, her yerinizin sizi çıldırtacak düzeyde ağrıdığını düşünün.. ya da düşünmeyin. evlerden ırak.
eee yani ne oldu derseniz;
Söz konusu yiyecekleri hayatımdan tamamen çıkardım. Ekmeğin hiç bir çeşidi, börek, çörek, pasta vs. yok. (gluten içerdiği için). Peynir, yoğurt yok. (maya içerdiği için). En çok kahvaltılarda zorlandım.
ilk üç ay, şikayetlerim belki on katına çıktı. bu test de kocaman bir yalanmış dedim, hatta testi yapan merkezi çok kez taciz ettim. ama 1000 TL ye yakın para ödemiştim, belki de bunun acısıyla bir umut direndim, yemedim. üç ay bittikten sonra birden bire her şey değişmeye başladı. dördüncü ayı bitirdiğimde ödem şikayetimden eser kalmadı. Hatta yılın altı ayı boyunlukla dolaşan ben (romatizmal rahatsızlıklarım da vardı), boyun ağrısı, bel ağrısı nedir unuttum gitti.
Mevcut rahatsızlıklarımın nedenini doktorlar keşfedemedikçe, psikolojik olabileceğinden çoğu kez ben de şüphelenmiştim, çevremdekiler de. Ancak bu test bunun böyle olmadığını kanıtladı. Yanlışlıkla, bilmeden, içinde yasak gıdalardan biri olan herhangi bir yiyeceği yediğimde, rahatsızlıklarım ani biçimde bana merhabaaaaa, biz geldik diyor. bazen, Allah allah, ne oluyoruz, ben bir şey yemedim ki buna sebep olacak" diyorum ve düşünüp mevzuyu deşince (atıyorum bir gün önce yediğim köri soslu tavuğun sosuna un konulduğunu öğreniyorum).
Fakat;
Testi yapan merkezin diyetisyeni, altı ay bu gıdaları hayatından çıkarırsan, vücudun kendisini onaracak ve yiyebileceksin demesine rağmen, minik kaçamak denemelerim bana hayal gördüğümü söylüyor. şimdilik menemene ekmek banmak hazzına tekrar kavuşabileceğimi zannetmiyorum.
uzun lafın kısası,
Bir rahatsızlık nedeniyle doktor doktor gezmişseniz, hiç birisi size elle tutulur bir şey söyleyememişse, etrafınızdakiler yavaş yavaş deli olduğunuzu düşünmeye başlamışsa, hastalık hastası yaftalarından sıkıldıysanız, hatta artık kendi kendinizden şüphe etmeye başlamışsanız, soluğu sağlam bir laboratuarda alın derim.
edit: eksilenmeyi gerektirecek ne yazdığımı da merak ettim. Reklam yaptığımı düşünecek IQ'ya sahip olanlar var ise, yazdıklarımda testi yaptırdığım yer hakkında tek bir bilgi olmadığını da farketmişlerdir umarım. arz ederim.
Yediğimiz ve sağlıklı olduğunu düşündüğümüz birçok besin, vücudumuzda olumsuz etkiler yaratıyor olabilir. Örneğin çok sağlıklı olduğunu düşündüğümüz bir yumurta eğer vücudumuz tarafından sindirilemiyor ise, vücudumuz bu yumurtanın içindeki proteinlere karşı tepki vermeye başlar. Bu olumsuz etki "Gıda intoleransı" olarak adlandırılır ve vücutta kilo almadan, birçok kronik rahatsızlığa kadar olumsuz etkilere yol açar.
Gıda intoleransı nasıl oluşur?
Besinlerin yenmesi ve vücudumuzdan atılmaları arasındaki süreçte besinler sürekli bir parçalanmadan geçerler.
ilk olarak ağızda parçalanmaya başlayan besinler, daha sonra mide asitleri ve hareketleri ile belli bir kıvama gelir ve bağırsağa geçerler.
Bağırsaktaki çeşitli enzimlerin etkisiyle bu besinler en küçük parçalara kadar ayrıştırılırlar.
Besinlerdeki proteinler, bu ayrışma esnasında daha küçük parçalara, yani amino asitlere bölünür ve kana karışarak vücutta gerekli yerlerde kullanılmak üzere yolculuklarına devam ederler.
Bazı proteinler amino aside parçalanamazsa ne olur?
Vücudumuzda çeşitli enzimlerin olmayışı, bağırsak florasında bozukluklar veya geçici bağırsak sendromu gibi hastalıklar, besinlerin bagırsakta düzgün aminoasitleri oluşturacak şekilde parçalanmasını engeller ve gıdalar kana parçalanamadan geçerler. Savunma sistemi bunlara yabancı bir madde gibi muamele yapar ve aynı bir bakteriye veya virüse saldırdığı gibi savunma sistemini harekete geçirir.
Bu saldırının neticesinde vücutta enflamasyonlar oluşur ve yan etkiler belirmeye başlar. Yükselen CRP değerleri en başta halsizlik, metabolizma yavaşlaması, bağırsak problemleri gibi semptomlara yol açar. Hastanın aynı gıdayı, farkında olmadan düzenli tüketmesi durumunda daha birçok kronik hastalık gelişmeye başlar.
Gıda intoleransı Gıda Alerjisinden Farklıdır
Gıda intoleransı gıda alerjisi ile karıştırılmamalıdır. Gıda alerjisi az kişide görülür ve kısa bir vakitte öldürücü etkilere kadar varan sonuçlar doğurabilir. Örneğin fındığa veya deniz mahsullerine Gıda Alerjileri olan kişiler 1 saatten az zamanda anaflaktik şoka girerek nefes bile alamaz hale gelebilirler.
Gıda intoleransında ise yediğimiz yiyeceklerin olumsuz etkisi 3-24 saat arasında çıkmaya başlar. Normal beslenen bir insan, 24 saat içinde birçok yiyecek yediği için, yaşadığı sorunun gıdadan olduğunu bilse bile hangi gıdadan olduğunu tespit etmesi çok zordur.
Örneğin sabah çikolata yemiş ve sonra geceye kadar 2 öğün yemek yemiş biri, gece yatmadan ortaya çıkacak bir bağırsak sorununun sabah yemiş olduğu çikolatanın içindeki süte bağlayamaz. Gıda intoleransınızın olması, belirli gıda bileşenlerine karşı vucudunuzda ters bir reaksiyon olusacağı anlamına gelir. Bu durum, bağışıklık sistemi ile ilintili değildir. Bu bağlamda gıda alerjisinden çok farklıdır.
Gıda intoleransı Tahmin Edilenden Daha yaygın bir hastalıktır.
Dünya Sağlık Örgütüne göre dünya nüfusunun yarısında Gıda intoleransı bulunuyor. 1 milyar kişide tanısı konmuş Gıda intoleransı vardır ve WHO, bu rakamın 2015'te 2,5 milyara ulaşacağını öngörmektedir. (WHO, JUNE 2006)
Gıda intoleransı, Şişmanlık, Kilo verememe, Migren, Akne, Nedeni bilinmeyen ödem, Gaz, Şişkinlik, Kronik yorgunluk, Kabızlık, Cilt problemleri (örn. sivilceler, kaşıntı nörodermatit, kronik egzama vs.), Romatizmal hastalıklar, Astım, ishal , Mide krampları, Depresyon, Uyku bozuklukları, Baş ağrısı, Solunum yolu hastalıkları, Kronik Farenjit, Sürekli nezle olma, Ağızda yaralar, Epigastrik Ağrılar, Crohn hastalığı, irritabl Bağırsak Sendromu, Sık gribe yakalanma, Kronik burun akıntısı, OSB (Otistik Spektrum Bozukluğu), Sedef hastalığı, Nörodermatit, Ürtiker... gibi birçok hastalığa yol açabilir.
21. yüzyılda yapılan bilimsel araştırmalar göstermiştir ki eskiden sebebi bilinmeyen ve tedavisi olmayan birçok hastalığın temelinde Gıda intoleransı yatmaktadır.
ingilterede 2009 un sonunda dünyanın alerji araştırmaları konusunun iki lideri,York Üniversitesi ve Yorktest tarafından yayınlanan araştırma, yediğimiz gıdalar ile kronik rahatsızlıklar arasındaki bağlantıyı açıkça ortaya koymaktadır. Yeni bulgular; nüfusun %45 lik bölümünü oluşturan , irritabl bağırsak sendromu, romatizma, sedef gibi teşhisi konmuş hastalıklar için bir umut oluşturmuştur.
iyileşme oranları
York Üniversitesi tarafından yapılan bu heyecan verici araştırma 5000 hastanın katılımıyla gerçekleşti. Araştırmaya katılan hastalara ilk olarak "York Testi" uygulandı. Hastalar, York Testi sonucunda IgG antikorları üzerinden tespit edilen problemli gıdaları hastalar beslenmelerinden çıkardılar. Bu hastalardan %75 i 3 hafta içinde ciddi oranda iyileşme gösterdiler.
iyileşme gösteren hastalıkların bazılarının oranı şu şekilde oldu: Gaz ve şişkinlik şikayetleri (91%)
Mide Sorunları (90%)
Genel ağrılar (88%)
Kolit (88%)
Kronik Yorgunluk (87%)
Ürtiker, Kaşıntı (84%)
Romatizma (74%)
Bu istatistikler şu gerçeği açıkça ortaya koymuştur ki, yediğimiz ve masum zannettiğimiz bir gıda, yıllarca bize büyük rahatsızlıklar yaşatmış olabilir.
Gıda intoleransını daha iyi anlamak için Susanın gerçek hikayesine bir göz atalım:
SUSAN'IN HiKAYESi
Susan sağlıklı bir çocukluk geçirmişti. Çocukluğunda nezle, grip gibi hastalıklara bile pek yakalanmamıştı. 21 yaşında seyahatleri esnasında barsak problemleri yaşamaya başladı. Uzun bir süre diare sorunları yaşadı. Bu sorun bir süre sonra azalsa da barsak problemleri hiçbir zaman tam anlamı ile bitmedi. Bağırsaklarındaki bu sorun onu en olmadık zamanlarda zor durumda bırakmaya başladı. Yıllar geçtikçe bu problemler de büyüdü. Zamanla barsak alt kısmındaki ağrı giderek arttı. Doktoru ile en son konuştuğunda kendisine irritabl barsak Sendromu teşhisi kondu ve psikolojik olarak gergin olmaması tavsiyesinde bulundu.
Susan barsak problemleri yanında yıllarca baş ağrısı şikayetleri ile de mücadele etti. Baş ağrısı şikayetleri başladığı ilk dönemlerde aspirin gibi ağrı kesicilerle bu ağrıları kesebiliyordu. Fakat 28. doğum gününden sonra, başının sol tarafında ilginç bir ağrı başladı, kullandığı ilaçlar ağrı üzerinde etkili olmadığı gibi ağrısı giderek arttı ve mide bulantısı da yapmaya başladı. Susan artık zamanının çoğunu yatakta geçirmeye başlamıştı, güneş ışığı bile gözlerine dokunuyordu. Bu ataklar düzenli aralıklarla olmaya başlayınca Susan doktoruna tekrar gitti. Bu kez doktoru kendisine Migren teşhisi koydu. Bunun sebebinin belli olmadığını, psikolojik olduğunu söyledi. Tabii ki bu arada barsak problemleri de devam ediyordu.
Sonraki yıllarda Susan, alkol, çikolata gibi migren ataklarını arttırdığı bilinen birçok gıdayı tüketmedi. Buna rağmen migren ataklarının sıklığı çok artmıştı. Artık kendisini özellikle sabahları son derece yorgun hissediyordu. Kırılganlaşmış ve hassaslaşmış, eskisine göre daha asabi olmuştu. Bu problemlerin üzerine bir de dizlerinde ağrılar başladı. Bu ağrılar giderek arttı. Yaşı 34 e geldiğinde artık merdiven çıkarken dizlerindeki ağrılar rahatsızlık veriyordu. Sağlık için yaptığı yürüyüşü yapamıyor ve bisiklete binemiyordu. Bu ağrılar diğer eklemlerine de sıçradı. Artık hayatının büyük bir kısmında kendini yorgun hissediyordu.
Susan eskiden doktoru bu sorunları psikolojik sebeplere bağladığı zaman, doktoruna güvenmişti, ancak zamanla bu teşhisi de sorgulamaya başladı. Şu an evliydi. Güzel ve sevdiği bir işi vardı. Hayatının birçok döneminden daha rahat ve mutlu bir hayatı vardı. Bir psikolojik sorunu olmadığına göre bu sağlık problemleri neden giderek artıyordu? Doktoru kendisine yeniden bir check-up yaptı. Görünürde hiçbir problem yoktu. Söylediği her zamanki gibi sinirsel olduğuydu.
Susan, birkaç ay sonra gazetede "Gıda intoleransları" ile ilgili bir yazı okudu. Bu yazıda kendi problemlerine benzeyen sorunlardan bahsediyordu. Doktoruna bu konuyu danıştığında, doktorunun bu kavrama son derece ilgisiz olduğunu gördü ve doktoru besinlerden dolayı böyle sorunlar olmayacağını söyledi. Gelecek yıl problemleri daha da arttı.
Susanın eski doktoru emekli olmuştu. Yerine genç bir doktor geldi. Susan bu doktorla yaptığı görüşmede sorunlarını anlattı. Doktoru konu ile çok ilgilenmişti. Bu sorunların, Susanın aldığı gıdalar ile ilişkili olan "Gıda intoleransının" sebep olma ihtimalinin son derece yüksek olduğunu söyledi. Yeni doktoru, Susan’a eski yediği gıdaları başka gıdalarla değiştirmesini tavsiye etti. Susan pazartesi hemen yeni diyetine başladı. Ancak Salı günü kendini çok hasta hissetmeye başladı. Yorgunluğu çok artmıştı ve migren ağrıları çok şiddetliydi.
Ancak 2-3 gün sonra giderek kendini daha iyi hissetmeye başladı. Cumartesi alarm bile çalmadan yataktan kalktı. Normalde çok yorgun ve uyanamayan biri için bu çok önemliydi. Yataktan kalkarken dizlerinde eskisi kadar ağrı olmadığını hissetti. Merdivenlerden eskisi gibi koşarak inebiliyordu.
Sonraki günlerde kendini her gün daha iyi hissetmeye başladı. Artık yorgun hissetmiyordu. Zihni çok açıktı. Migren ve baş ağrısı tamamen geçmişti. Sonraki birkaç gün içinde ise tamamen iyileştiğini farketti. Susan doktoruna tekrar gittiği zaman nasıl iyi hissettiğini anlatamıyordu. Öyle ki sadece ağrıları değil; eskiden gösterdiği alınganlık gibi birçok özelliği bile değişmişti.
SUSAN'IN HAYATINDAKi TÜM PROBLEMLERiN SEBEBi iSE ŞUYDU: iNEK SÜTÜ