Önceleri deli gibi fanatizm peşinde koşarken şimdilerde inanılmaz ama inanılmaz bir yorgunluğum var. Başımda davul patlatsalar yine de umurumda olmaz. Cidden hepsi geçti. Ama arkasından gelen bu kronikleşen yorgunlukla uğraşmak zor. Geçmiyor da yorgunluk.
Is hayati orneginde oldugu gibi hergün esssssekler gibi 8-6 calisirsaniz fiziksel yorgunlugu sizi kahreder. Ama ruhsal yorgunluk öyle mi? Kanser gibidir, belki asik oldugunuz bir kiz, belki yapmak isteyip de yapamadiklariniz. Iciniz icinizi kemirirken zaman gecer. Ah ulan ah. neyse.
hayatın insandan götürdüğü iyi enerjidir yorgunluk. kalp yorgunluğunun en iyi ilacı, bizi yoran her kimse onu hayatımızdan çıkarmaktır. beden yorgunluğunun en iyi tedavisi ise, sevilen birisiyle sevilen bir şey yapmak ya da uyunabilirse uyumaktır. nitekim gözlerimden uyku aksa da çok yorgun olunca uyuyamam ben. bünyem ekstra enerji sarfiyatına alışık olmayınca inatlaşır benimle. "sen beni yorar mısın, ben de senin elinden en büyük lüksün olan uykunu da alayım da öl artık" der gibi...
zihin yorgunluğu, kalp yorgunluğu daha kötü ama bedenim bugün çok yorgun be sözlük. elim ayağım tutmuyor, takatim yok...
bedensel olanı değil de ruhsal olanı daha da zordur. hele bir de yorgunluktan mı tembellikten mi bu halim ayrımı yapılamıyorsa insanı kıvrım kıvrım kıvrandıran iç hesaplaşmalara sürükler. velhasıl zordur.