Garip bir şekilde sevdiğim eylem. Yorulduğum günler sanki hayat adına daha çok şey yapmışım gibi geliyor. Bana verilen bedeni ve zihni son raddesine kadar kullandığım düşüncesi, yorgunluk adı verilen fiziksel veya mental yıpranmayı anlamlı kılıyor.
ikiye ayrılır: ruhen ve bedenen yorgunluk.
Bedenen yorgunluk geçer de ruhen yorgunluk bir ömür boyu geçmeyebilir.
Ruhen yorgunluğun kaynağını bulup kökünden kesince insan rahatlıyor. Problemin sebebinini öğrendikten sonra onarması aylar da sürebilir, anında da olabilir. Kaynağa bağlı orası.
sana atılan bir kazıktan sonra, insanca konuşmayı seçip aslında yapılanın ne kadar yanlış olduğunu anlatmaya çalışırken karşındaki insanın ya da insan grubunun hayatı ne kadar değişik algıladıklarını anladıktan sonra içine düştüğün ruh halidir çoğu zaman.
verdiğiniz mücadeleden yorulup arkanızı dönüp gitmekliğiniz varsa eğer söyleyecek çok şeyiniz olup da hiçbir şey söyleyemediğinize delalettir.
söyleyeceğiniz şeyler hiçbir şeyi değiştirmeyecektir.
bunu bilip de söylemek manasızdır. kelimeler kifayetsizse ağdayla alamayacağınız bir yerde neden tüy bitmesine izin veresiniz ki...
gün gelip dinlenmek umudu var ya, işte o bile bi nebze olsun yatıştırır su yanan yüreği.
bir gün yatağından kalkınca hiç bir şey hissetmeyeceksin. çünkü kelebekler kadar hafif olacaksın.
o çektiğin acıların omuzlarına verdiği yük ve ruhuna verdiği yorgunluk bir bakacaksın ki uçup gitmiş. hem de hiç gelmemiş ve gelmeyecek gibi...