"şimdi biz neyiz biliyor musun?
yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz. umut
ve korkunun
hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada
bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını
bilmeyen
çocuklar gibi
ve elbet biz de bu aşkta büyüyecek
her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz."
murathan mungan.
bir duş alsak mı ki beraber belki bütün yorgunluğumuz geçer.
sen ağlarsın ben dudaklarını yıkarım,
ve bizi yoran tüm eski aşkların biter.
sonra gece olur, yıldızlardan çorba yaparım, içer ısınırız.
ya da bırak üşüyelim, üşüyelim ki sen sarıl bana.
lütfen bitmesini isteyecek kadar saçmalama.
bunlardır ya da daha başka cümleler fakat aşk yorulduysa eğer ne yaparsan yap giden gider.
canım sıkkın,
kedi miskin,
sen nerdesin?
sen yoksun,
filmler kötü,
şarkılar eksik,
kafam bozuk,
bana yazık,
burada değilsin,
sen nerdesin?
dolunay açtı,
keyfim kaçtı,
zaman durmadı ama yavaşladı,
sen gittin,
ben de yokum...
(bkz: vedat özdemiroğlu)