1900 izmir doğumlu.1947'de atina akademisi ödülünü 1963'te nobel ödülünü almış yunanlı şair. mitolojik ögelerle yüklü şiirlerinde imgeye doğayı yukleyip , insanı özne kılan şiir kurgusu ile içi saran dizelere sahiptir.1973 senesinde atina da vefat etti.
denize yakin magaralarda
denize yakın mağaralarda
bir susuzluk duyarsın, bir aşk,
bir coşku
deniz kabukları gibi sert
alır avucuna tutabilirsin.
denize yakın mağaralarda
günlerce gözlerinin içine baktım,
ne ben seni tanıdım, ne de sen beni.
doğduğu yer olan urlada bir de aynı isimli hotel olan şairdir. hotel yorgo seferis olarak geçen iyi bir resterasyondan geçmiş, cibinlikli yatakları olan odaları çok hoş olsa da biraz tuzlu olan ve çok iyi bir kahvaltısı oaln bir mekandır. ayrıca kışın giderseniz kahvenizi cezveyle getirirler ve şöminede kendiniz pişirip içme keyfini de tadarsınız.
Yunanlı şair Yorgo Seferis ( asıl adı, Giorgios Stylianou Seferiades ) 13 Mart 1900'da izmir'de doğdu, 20 Eylül 1971'de Atina'da öldü. Yaşamının ilk on dört yılı izmir'de geçti. 1914'te ailesi ile Atina'ya göç etti. Paris'te hukuk okudu. ikinci Dünya Savaşı'na kadar ingiltere'de dış işlerinde çalıştı. Savaş sırasında sürgündeki Yunan hükümetinde yer aldı. Arnavutluk, Güney Afrika, Mısır, Türkiye, Lübnan, Suriye'de elçi müsteşarlığından büyükelçiliğe dek çeşitli kademelerde görev aldı. 1947'de Atina Akademisi Ödülü'nü, 1963'te Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandı. Yunan edebiyatından Simgeciliğin öncüsü, 1930 kuşağının önde gelen temsilcisidir. incelikli lirizmi ve canlı doğal söyleyişi ile halkının ve çağdaş insanın trajik durumunu yansıtmıştır
urla'da doğup büyümüş, doğduğu ev urla'da müze olarak korunan, evinin bulunduğu sokağa ismi verilmiş, şiirleri buram buram ege sevgisi ve özlemi kokan, kazandığı nobel ödülünü fazlasıyla hak etmiş, ülkesinin çok zengin şiir geleneğini daha da geliştirip beslemiş, hümanist ve barışçıl, türk dostu büyük yunan ozanı.
Nereyi gezsem Yunanistan yaralar beni.
Pilyo'da kestane ağaçları arasında Sentavr'ın gömleği
vücuduma sarılmak için yapraklar içinde kayardı,
yokuşu tırmanırken deniz izlerdi beni:
o da tırmanırdı termometrenin cıvası gibi
dağ sularına ulaşıncaya kadar.
Batık adalara elimi değdirirken Sandorini'de
sünger taşlarında çalınan kavalı dinlerken,
elimi küpeşteye çiviledi
yitik bir gençliğin uzak sınırlarından
ansızın atılan bir ok.
Büyük taşları, Atpidonlar'ın hazinesini kaldırdım Mikine'de
ve yanyana yattım "Menelaos'un Güzel Helen'i" otelinde onlarla;
Ancak sabah olup da kara boynuna asılı bir horozla
ötünce Kassandra kayboldular.
Bıktım midem bulandı gemici türkülerinden
Speçes'te, Pros'ta, Mikonos'ta.
Ne isterler acaba Atina ya da Pire'de
bulunduklarını söyleyen bütün bu insanlar?
Biri Salamina'dan gelip "Omoniya'dan mı geliyorsun" diye sorar ötekine,
"Hayır, Sintagma Alanı'ndan geliyorum" diye yanıtlar öteki, memnun
"Yani'yi gördüm, dondurma ikram etti bana."
Yunanistan geziyor bu arada
hiçbir şey bilmiyoruz, nasıl dışında kaldık sefere çıkan gemilerin, bilemiyoruz,
bütün gemiler seferdeyken denizlerde limanın çektiği acıyı bilmiyoruz
ve alay ediyoruz bu acıyı tanıyanlarla.
Atik'te bulunduklarını söyleyen ve hiçbir yerde olmayan garip insanlar;
insanlar;
evlenmek için şekerlemeler alırlar
resim çektirirler ellerinde saç ilaçlarıyla,
Bugün kumrulu, çiçekli bir perde önünde otururken gördüğüm adam
ses çıkarmıyordu yaşlı fotoğrafçının
gökteki bütün kuşların yüzünde bıraktığı kırışıkları düzeltmesine.
Yunanistan geziyor bu arada durmadan geziyor Yunanistan,
ve eğer "cesetlerle çiçek açmış Ege'yi görürsek"
yüzerek yüce gemiyi yakalamak isteyenlerin cesetleridir
kımıldamayan gemileri beklemekten usanmış olanlardır:
ELSi'yi, SAMOTRAKi'yi, AVRAKiKOS'u.
Pire'de akşam olurken vapur düdükleri öter,
durmadan öter, öter, ama tek bir baba kımıldamaz yerinden
kaybolan ışıkta hiçbir zincir ıslanıp parıldamaz,
beyaz ve altın renkler içinde mermerleşerek durur kaptan.
Nereyi gezsem Yunanistan yaralar beni,
Dağ perdeleri, takımadalar, çıplak granitler...
AG ONiA 937 sefere çıkan geminin adı.
herkesi ona benzetmek herşeyde ona pay çıkarmak hep onu hayal etmek onu görünce dünyaların senin olduğu hiç bişeyin umrunda olmadığı bi his çok güzel bişiey faydalı olduğu gibi zararıda çok maalesef .
1900-1971 yillari arasinda yaşamış, 1963 yılında nobel edebiyat ödülünü hakkederek kazanan, izmir doğumlu yunan yazar ve şairdir. ankara'da yunanistan elçiliğinde çalışmış, doğduğu toprakları asla unutamayan büyük şairdir.