ailenin mesajlaştığını duymaması için yorganın altına girilir. bir kaç mesaj yazılır fakat ortam çok havasız kalır kafa yorgandan çıkarılır, 1-2 saniye beklenir tekrar yorganın altına girilir. bu böyle sürer gider...
Kendinizi fazla kaptırırsanız boğulma tehliksiyle karşılaşabilirsiniz. Aman diyim yorganın altında fazla kalmayın.
mesaj beklerken hafiften osurursanız bi de yarına ölünüzü çıkarırlar yorganın altından.
bu zamana kadar bir ben yapardım diye biliyordum ama sadece ben değil daha sonra kuzenimin hatta o yaşlarda abimin bile yaptığına şahitlik etmiştim. böyle durumlarda kan ter içinde kalıp kafayı yorgandan çıkarıp "nefes almak gibi varmış" diye tınlamalar.. lise bittikten sonra telefonu yatağının altına koymayı bırak ne kadar uzağa atabiliyorsan o kadar iyidir.
(bkz: üniversiteli yıllarda sabahları seni kaldıran bir annen olmadığı için alarmı hemen kapatmamak için telefonu uzağa bırakıp ayağa kalmışken uyanayım bari deme modu..)
harika bir duygu-idi. oda arkadaşı rahatsız olmasın diye ya da hava soğuksa yorgan altına girilir. yatakta sevgiliyle mesajlaşmak ayrı bir güzeldir be, o da yataktaysa bir de. birbirinize normalde söyleyemediğiniz şeyleri söylersiniz. ilişki bir kademe daha ileri gidebilir bu gecelerde. çok güzeldi be özlemişim, hatırladım da.
genellikle ilişkinin başlarında yaşanan, ilişki ilerledikçe en baştaki tadı vermeyen hadise.
kaldı ki oksijen azlığı ve karanlık nedeniyle uykuya dalmak en başlarda mazur görülse de ileride kavga sebebi olabilir mazallah. yine de güzeldir be sözlük. mesajlaşırken uyuyakalmakta güzeldir, sabah bir heyecanla uyanıp yatağın içinde telefonu aramakta güzeldir, gelen mesajları açmakta güzeldir. sevdicekle bu sebepten yaşanacak tartışma bile güzeldir.
belli bir süre sonra yine mi pilav dercesine yorgan altına girilir zorla mesajlaşmalara başlanır, tabi yorganın altında da atomun parçacıklarındaki sırlar tartışılacak hali olmadığından eninde sonunda malum konuya bağlanarak uyunur.
anne babanın gecenın bır yarısı telefonun yansıyan ısıgını gorup yarı acık gozlerle 'evladım sen daha yatmadın mı, napıyorsun gece gece...' replıklı muhtemel baskınlarını onlemenın guzel yoludur.