böyle güzel bişey, özlenen... geçmiş zaman olur ki...
soğuk bi kış gününde yorgan tepeye çekilir, telefonun ışığı içeriyi aydınlatırken fit fit fit mesaj çekersin, cevap gelir telefonun ışığından mıdır bilinmez yüzün aydınlanır, tekrar çekersin... için de yorganın içi gibi sıcacık olur. mesajın cevabını beklerken telefonu yanağına koymalı ki titrediği zaman yanağını okşuyor gibi olsun. isteyen başka yerlerine de koyabilir *
ööyle yavaş yavaş gelir uyku.
hem böylesi aramaktan daha ucuzdur, hem de mesajlaşmanın ayrı bir tadı vardır böyle, düzenli cevap atan birisiyse karşıdaki.
yorgan altında sevgiliyle telefonda konuşmaktan daha dürüstçe bir eylemdir.zira
günümüz erkekleri anası babası duymasın diye yorgan altına kaçar oldular..
maksat farklı artık gençler..sandığımız gibi deil yani durum.
uzun bir zaman geçtikten sonra şiddetle özlenilen bir duygudur. belki de gençlik döneminde yaşanılan aşkların, geride bıraktığı, bırakacağı en şirin duygulardan biri de budur.
anne babanın gecenın bır yarısı telefonun yansıyan ısıgını gorup yarı acık gozlerle 'evladım sen daha yatmadın mı, napıyorsun gece gece...' replıklı muhtemel baskınlarını onlemenın guzel yoludur.
belli bir süre sonra yine mi pilav dercesine yorgan altına girilir zorla mesajlaşmalara başlanır, tabi yorganın altında da atomun parçacıklarındaki sırlar tartışılacak hali olmadığından eninde sonunda malum konuya bağlanarak uyunur.