Bir web dizisi olarak yola çıkmış, arkasına aldığı Çinçin-Yenidoğan halkıyla birlikte büyük sükse yakalamıştır. ardından da bu sükse ile sinema filmi olmuşlardır. yadsınamayacak tek başarı budur, onun dışında oldukça başarısız görünmektedir her şey.
Teknik ve maddi imkansızlıklar yapılan işlerin neticeleri kötü olabilir, bu gayet anlaşılır bir durumdur, web dizisi kısmını bir kenara bırakıp filmle ilgili konuşmak istiyorum. Ankara'da bu işin yapılmasını, bu şekilde yapılmasını çok istedim, destekledim de, umarım yolları açık olur dedim hep çevre içinde sözü geçtiğinde, Okan Bayülgen'in her zaman herkese yaptığı tavrı oyuncu arkadaşlara yaptığını gördüğümde de çok sinirlendim, ayıptır dedim ve vizyona girdiğinin ikinci gününde de gidip izledim.
Öncelikle bir sinema filmi çekilmemiş de devrim yapılmış gibi gösterilmesine anlam veremedim tabii işin, herkes o gözle bakıyordu "bizim çocuklar, bizden çocuklar vs." ama kazın ayağı perde. sen Ankara lansmanını kullanıyorsan, Ankara'yı Ankaralılığı bu kadar malzeme yapıyorsan sinemaya çektiğin seyircide "Ankara'da bu kadar oluyor işte" dedirtecek bir iş yapamazsın. Bu sektörün Ankara'da gelişimini baltalayacak bir şeydir.
Filmin 400 bin lira bütçeyle çekildiğini duydum, ne kadar doğru ne kadar yanlış bilmem ama öyle duydum, alexa ile çekim yapıldı lakin genel görüntülerin çoğunluğu fluydu, bir netlik sıkıntısı vardı filmde. teknik olarak çok girmek konuşmak istemiyorum sonuçta bunu maddi imkansızlıklara bağlayabiliriz. ama senaryodaki kopukluklar açıklar gerçekten can sıkıcı oldu.
o zengin kardeş ve arkadaşı neydi, niye vardı, neden vardı. tek dertleri yeyip içip gezmek olan conconlar para kazanacak diye hayatın tokadını yemiş harbi delikanlılar evlerinden oluyor karşıtlığı oluşturmak için mi? ya da öyle hayatlar-böyle hayatlar karşılaştırması yapmak için mi? yoksa sadece Fehmi "allah allah da kul kul değil ki" postası koysun diye mi? bana bu sonuncu için o iki itici tip çizilmiş gibi geldi, son derece karikatür, gerçekçiliği olmayan oyun biçimleriyle. diğer taraftan Tuna Orhan'ın sekreteri ya da mühendisi ikilisinin sinir bozucu karikatürizeliği...
Dolmuşta "kadının bebeği var, hem niye gariban hava yollarından çalıyon, git Panora'nın orada çal" denilmesi nasıl çirkin bir yönergedir. zenginden çalalım kafası mıdır sadece "kadının bebeği var ondan çalınır mı" denilse yeterli olmaz mıydı, "ahlaklı hırsızlığı" göstermek için illa zenginden çal vurgusu mu yapılmalıdır yahut panora güzergahında dolmuşa binenlerin alayı zengin midir?
Finalde kurulan bir dümen ve dolantı var, bu dolantıda adam en son Fehmi'lerin durduğu yere gelene kadar mahallenin içinde dolandırılıp duruyor, yok araba çarpıyor, yok düğünden dolayı önleri kesiliyor, en sonunda kucaklarına düşüyor. oraya kadar olan kısım tamam, girilmez tabelası yapmaları, kaza ile başka yere yollamaları vs. tamam ama mahallenin içinde niye oradan oraya oradan oraya yapıyorsun, düğün ile önlerini kestin orada niye sıkıştırmıyorsun, lastikleri patlat orada yap yapacağını? neyse o da işte aksiyon bol olsun diye yapılmış belli ki lakin akılda soru işareti olarak kalmış.
Çaldıkları laptop ve onun içindeki resimler? Tamam açıldı bir şeyler silindi bu resimleri kurtardık sadece vs. dediniz orasını anladık, peki zenginler ne yapıp edip o fotoları alalım demişti, sonra saçma sapan bir iticilikle kendi kendilerine saçma sapan bir çözüm bulmuşlardı, ne oldu bir şey çıkmadı mı?
Ayrıca Ankara işi yapıyoruz diye "la"nın gözüne vurmak da böööhh dedirtmedi mi yani?
Daha söylenecek pekçok şey var lakin söylemek istemiyorum zira, yapılan işin, niyetin, yola çıkışın kendisine saygım var ama olmamışı da söylememiz lazım ki ileriye taşıyalım. "Çok güzel, bizim çocuklar" kafası ciddi zarar verecektir.
çok güzel bir meseleyi ele almışsınız, kentsel dönüşümle evinden barkından olup borçlandırılan insanları, apartmanın içinde oynamaya mahkum olan, apartmanın içinde salça kaynatan insanları, çalışmayan asansörleri vs. ne kadar güzel naif yanlar yakalamışsınız, elinizde ne güzel malzeme var, bu kadar kötü kullanmak zorunda mıydınız?
Seyirci, "Eline kamerayı alan film çekiyor" kafasına girerse bunun sinema sektörünü yeni bir "porno" dönemine iteceğini düşünelim, samimiyeti sömürmeyelim, samimice iş yapacaksak da insanların sinemaya gittiğine değecek bir iş yapalım, web dizisi yer ama sinema yemez.