albüm gene cenk taner ve kalite sigortalı. uçsuz bucaksız azınlığın gönlünde özel mi özel yeri oluveren. meraklarda, kartonetlerde boğulma sebebi.
yalın bir albüm kapağı göze çarpmakta. şarkılardan kısa pasajlar sunulmuş. http://www.adamusic.com.t...atciID=62&AlbumID=423
bundan önceki çalışmalara binaen subjektifliğin doruklarında bi değerleme için; #14359695
gün itibariyle i tunes üzerinden satın alınabilen, 'meydanlara' çıkmış albümdür. cenk tanerin ikinci solo albümü olup, sözler yine şiirdir. çarşaf çarşaftır. bir sözcük şövalyesi olarak cenk taner.
özellikle albümün isminin manidarlığına değinmek lazım. yoldan çıkmış şarkılar derken (özellikle sözler manasında) artık şarkıların daha da evrildiği ve kültürel beslenme noktalarını netleştirdiği söylenebilir. bu aleni bir kimlik kazanmayla ilgili. aleniyet, açıklık ve netliği de beraberinde getiriyor. naçizane bir örnek verelim ilk solo albüm de diyor ki üstat: yanlış bir hayatı doğru yaşamak ! sözün müsebbibi adarno 'dur. bunu bilmeyen bir kişi azcık araştıracak ve beslenilen kaynağı bulacak. daha sonra adarno'nun başka sözlerine el atılacak bakıldı, bunlarla yetinilmiyor eserlere el atılacak falan filan... yalnız bu albüm de bu yön göstermeler artık adresi netleştiriyor. mesela turgut uyar 'ın beşiğini sallamaktan bahsediyor, felenk felemenk'ten geçmiş'te. dikkat edilirse ikinci yeni bir ilgi alanı olarak benim daha sıklıkla ifade ettiğim üzere bir kültürel beslenme yeri olarak netleştirilmiş. adres artık daha net. bir zahmet açta bu turgut uyar kimdir neyin nesidir bi öğren biraz dinle şu adamı tarzında bir durum var. bahse konu olan aleniyet bu işte.
bir diğer aleniyet özgür olduğunda marmara 'nın içine saklanmış orda tebessüm ediyor. cumhuriyet 'teki röportajda diyor ya biz de zaten gezi ruhu her daim var. belki de bu ruh bizi yaşama bağlayan. katılmamak ne mümkün. politikayı sporla nasıl ilgileniyormuşcasına bir tavırla ele alıyor üstat. gündelik bir yaşam telaşı içinde. olması gerektiği gibi. klasik mana da bildiğimiz bir politikleşme kalıbına girmeden. şu satır arasına gelirsek dinleyiciyle arada kültürel köprü kurma dışında samimiyetle müthiş bir bağ kurulduğunu da hissedebiliyoruz. nitekim malum şarkı da ; '' Sonra yine bir gece, bilmem kaç kişiydik, Yarımız insafsız, yarımız imkansız içi yanmış bir tayfa, sorular derin, içmişiz bir fil gibi, artık ne varsa'' geçen şu dizelere takılmamak ne mümkün. çok tekilleştirmek istemiyorum ama gezi'nin gazabı direk o malum uçsuz bucaksız azınlığı vurmuş ki resmen iç dökülüyor, gönül alınıyor. içi yanmış bir tayfa, sorular derin tümcesi hakikaten bir grubun ya da müzisyenin dinleyicisiyle bu denli dertleştiğini (dinleyiciyi önemsemek) gösteren ve bunu yaparken yüzeysellikten de kaçan tavrıyla ilgi çekiyor.
görüldüğü gibi iki aleniyet dilini de kullanmış bir cenk taner nesnesidir bu. gene kişisel yorumlara açıktır. kendisinin de hep söylediği gibi açık uçlu finaller iyidir iyi. çünkü son nokta koyulmaz, görecelilik ve yorum esastır.
" Özgür olan Marmarayı düşleyenlerin, kendi manifestosunu bir sokak köşesinde şarapla yazanların , kendi kendine yenik düşmüş olanların, umutların yeşerdiği bir dünyaya Turgut uyarla selam eden, içinde direniş ve özgürlük barındıran, gezi ruhunu yaşayanların albümü Yoldan çıkmış Şarkılar. (bkz: )http://sallanyuvarlan.blo...klar-cenk-taner-2013.html