karşılık verilmesi hatta önce davranılması gereken ihtiyarlardır. peygamber(sav) buyuruyor ki ; her kim ki tanımadığı yahut tanıdığı birine allah'ın selamını verirse ona 10 sevap yazılır , her kim ki tanımadıgı yahut tanıdığı birinden selam alırsa ona 20 sevap yazılır.
islamiyette selam vermek de selam almak da sevaptır. hacemmi dediğimiz bu ihtiyarlar azrailin nefesini yavaş yavaş enselerinde hissetmeye başladığı için öte dünyaya gitmeden biraz daha sevap kazanma derdine düşerler. selam vermelerindeki amaç hem sevap kazanmak, hem de sevap kazanılmasına vesile olmaktır.
napsın adamcağızlar, facebook'dan dürtecek halleri yok ya, ne güzel selam veriyorlar, üstelik "aleyküm selam amca, allah sağlık afiyet versin" deyip selamını aldın mı bi araba dua aldığın da cabası. hayata hoşluk katan detaylar.
saolsun varolsun iyi ihtiyarlardır. gönül adamıdır muhabbet adamıdır. asıl amaç mistik bir kabulle selamlaşmaksa da bir konuşuk olsun mevzuuda var işin içinde.
selam vermenin karşısındakine değer vermek olduğunu bilen ihtiyardır diyerek tanımımızı yapalım.
"selamün aleyküm"'den ibaret değildir selam vermek. sabah çıkmışsın evden giderken yolda gördüğün çöpçüye * "kolay gelsin" demek, iş yerine vardığında seninle beraber çalışanlara "günaydın" demek, bakkala girdiğinde "hayırlı işler" demek de bir selamdır. karşındaki insanı hoş tutar. tanıman gerekmez illa ki güler yüz göstermek için, azıcık insanlıktan nasibini almışsan tanı tanıma gördüğüne bir selam ver, bir güler yüz göster, ne zararın olacak ki...
unutma! ne demiş sait faik "bir insanı sevmekle başlayacak her şey"...
yaşlanıp yanlız kalan insanlardır. hayatın anlamını çözmüşlerdir, öylesine bir gün daha yaşamak, insanlara iyi davranırlar çünkü anlamışlardır şiddetin gereksiz olduğunu. herkez onlar gibi olsa haklı yere şiddet uygulayanda olmaz şiddet olmaz.