kulağımda mp3 ümün kulaklıkları hafif müzik eşliğinde yürüyor, işe gitmeye çalışıyorum, mevsim kış olmasına rağmen ılık bir hava ve mutlu ediyor insanı.
önüme bakıyorum, yavaş yürüyorum bir de ki kimseye çarpmayım kaldırımda.aman allahım o da ne?! tam karşımda hulahop misali küpeleri, 1,50cm lik boyunu 1,60 yapmak için kullandığı topuklu ayakkabıları, bu sefer yüzünün fondotenden arınmış kısmını bile göremediğim peluş ayıcık, sahte hilton stresli denek faresi kıvamında birşey yürüyor üzerime geliyor ve daha da yavaşlıyorum, aman allahım o da ne? beni gördüğü halde hala daha sol şeritten tam gaz benim şeridime geçmiş olmasına ragmen uçan danalar gibi gidiyor ve ben daha da yavaşlıyorum daha da... göz göze geliyoruz tamam diyorum yol vermek için daha da kenara sıkıştırıyorum kendimi kaldırım kenarında, adeta tek ayak üzerindeyim biri üflese düşeceğim ve evet öyle de oluyor. işte bu hulahop küpeli cüce, peluş ayıcık, sahte hilton, stresli denek faresi, uçan dana bana çarpıyor ve ne oluyor düşüyorum laannn hem de yol kenarında çiçek satan kadının üstüne, bir çığlık basıyor kulağımın dibinde feryad figan 'gitti caaaanıım çiçeklerim diye' gözlerim 'onu' arıyor göremiyorum arkasına bile bakmadı belki de.üstüm başım çamur işe gidecek halim de kalmıyor.
seni bir daha görürsem aynı yerde aynı mekanda ve karlı bir kış sabahında (bkz: sana pis şeyler hazırladım)...