Eğer tek başınıza yürüyorsanız geç kalmanın dışında kafanızda sizi üzen parça ponçik eden kötü anıları atıp gitmek için ve eğer olduğundan daha yavaş daha naif yürüyorsanız da hatırlamak istediğiniz güzel anıları daha uzun süre aklınızda tutabilmek içinmiş.
insan karakteri gereği, metabolizması gereği bir zaman sonra kendisine bir yürüme şekli belirler. adama vardır salına salına yürür işi acilde olsa olmasa da adamın yürüme tarzı odur. kimide meselesi ne olursa olsun koşar adım gibi yürür yani hızlı yürür. yedi ne ise yetmişi de o olacaktır.
istanbulda çok zorlayan eylemdir. sen alışkanlıktan hızlı yürürsün ama o atari oyunlarındaki mario gibi ne bileyim packman gibi sürekli önüne insandan engeller çıkar.
- sanki kaldırımlar onlara tahsis edilmiş sanki babaları onlara miras bırakmış gibi "4 kişi yan yana yürümezler ise ölecek" hastalığına yakalanmış kadınlar mesela
- bir elinde sigara bir elinde/kulağında telefon dalgalı denizde yalpalayan tekne gibi bir sağa bir sola göt ata ata yavaş yavaş yürüyen kirli sakallı adamlar
- arkasından hızla gelirken solundan geçmeye çalıştığında sola yanaşan geçemeyince sağından geçmeye yeltendiğinde bu sefer sağa yanaşan tipler
- karşıdan gelirken ( misal sol tarafından ) dümdüz yürüse hiçbir sıkıntı yaşamayacağın ama ne hikmetse aranızda 2 adım kala bir anda sağ tarafa hamle yapıp çarpışan üstüne sığır gibi suratına bakıp özür bekleyen insanlar
- kaldırımların sadece yaya trafiğine ait olduğunu bilmeyen motosikletli çalışanlar ( pizzacı yemekçi kurye )
gibi onlarca örneği varken zor oluyor istanbulda hızlı yol katedebilmek.
