saçlarımı yapmış, makyajımı tazelemiş, topuklularımı giymiş ve yola çıkmıştım bir cumartesi günü. frapan olduğumun farkındaydım ve insanların tepkisini çok merak ediyordum eminim ki tüm gözler üzerimde olacaktı...
öğleden sonrasıydı vakit. gideceğim yere hızlıca varmak için koşar adımlarla ilerlerken, arkamda bir erkek grubunun belirmesiyle, nereye gideceğimi şaşırmıştım. sürekli kendi aralarından bağıra bağıra konuşup, benim duyacağım şekilde laf atma girişiminde bulunuyorlardı. arkamı bile dönmeye cesaret edemiyordum ve giderek yaklaştıklarını hissediyordum.
adımlarımı daha da hızlandırmış, tavşan atlet gibi tempoya bağlamış gidiyordum. işin garibi yoldan geçen insanlar da dik dik bakıyordu. esnaf gördükçe kapıya çıkıyor, gözleriyle beni takip ediyorlardı.
iyice daralmıştım. neden böyle oluyor acaba bende mi bir şey var diye durup düşünmeya başladım. kendime göz atmam gerekiyordu. ilk gördüğüm kuaföre dalıp direkt koltuğa oturduğumda yanıma hemen kuaförün kalfası yanaştı.
+abi saç mı sakal mı?
bu soru karşısında dumur olmuştum, evet traş olmayı unutmuştum ve o gün şunu anlamıştım,