usb ile şarj edildiği halde otobüsün koltuklarındaki televizyonlarda bulunan -eğer bulunuyorsa daha da can yakar- usb girişleri çalışmıyorsa firmaya da ana avrat küfrettirir.
iğrenç bir olaydır efendim. üstüne üstlük otobüste maskeli beşler ırak filmini koyarlarsa, tam bir eziyete dönüşür bu olay. allah'ım sen bana bir daha yaşatma böyle şeyler.
eceline susamış olan mp3 playerdir. yolculuğu sahibine zehir eder ve bundan genelde pişmanda olmaz.ama farkında değildir ki bir süre sonra televizyona satılır ve yol boyu da akla gelmez.
mp3 playerın bittiği andır. hele bir de o yol kapadokya - izmir arası gibi 12-13 saatlik bir yolsa, ölümlerden ölüm beğensin o makina.
(bkz: nevşehirliler seyehat)
eğer koltuklarda tv varsa imdadınıza yetişir bi nebzede olsa yolculuk geçer.aksel turizmde too young too much too fast şarkısını bulduğumda dumura uğramıştım.
insanı kendinden de, teknolojiden de, müzikten de, sanattan da, seyahatten de, muavinden de, yolcudan da, hancıdan da, handan da, hayattan da soğutandır.
-şöfor abi, ne zaman mola verecez?
+daha yeni hareket ettik yiğenim.
-olsun yine de bi yerde mola verelim.
+tuvalete mi çıkman lazım?
-yok abi, mp3 playerin şarjı bitti, onu doldurmak için.
+sabri, al şunu başımdan. kaza yapacam sinirden...
sony nwz-s616f sahibi olup da bunu becermeniz, harbiden keser sapı kıvamında olduğunuzu gösterir. ayrıca bavul toplamadan önce müzikçalarını şarj etmesi gerektiğini bilmeyen tecrübesiz insanın sahip olacağı müzikçalardır. bu adamlar bunun siniriyle, otobüste olay falan da çıkarır. bir de koltuğunu 180 derece yatıran insanlar da hep bunların arasından çıkar...
yolculuğa çıkmadan önce en güzel müzikleri yüklersiniz her şey tam derken bir bire mp3'ün şarjı biter.mp3 parçalanmak ister ama yapılamaz bi türlü.eğer cep telefonun kulaklığı varsa radyo ya da telefonda olan müzikle idare etmek en iyisi.