koridor tarafında olanıdır.
oh ferah ferah.
cam kenarında olunca hem yanındaki bi baskı yapıyo bide ön koltuktaki indiriyo koltuğunu. ayy fenalık geldi
gece yarısı tepede dolunay parlarken herkesin uyuduğu bir vakit kulağında çalan hafif hoş bir müzik, içinden geçilen şehirler, uzakta lambası yanan bir evin içinde yaşanan hayatları düşünmek, yolu izlemek...kendi hayat yolunun nereye varacağını kestiremeden.
demirden bir at üzerinde yapılandır, rüzgarın ve motorsikletin uğultusuyla yolla kaynaşmaktır, ve bilmem hangi yolun kıyısında gözleri gökyüzüne dikip içilen sigaradır, daha da güzelleşendir.
karavanla gidilendir, evinin ardında olduğu bilinci, istenilen yere sahip olma duygusu, pişirilen yemekler, tentenin altında soğuk bir şeyler içmenin hissedilişidir.
eskilerden çığlıklar atan, her parçasında yaşanmışlık yatan bir antika arabayla yapılandır. chevrolet blazer k5'tir, motor uğultusudr, arada yolda kalmak ve bundan haz almaktır. esasen bunda estetik olgular bulmaktır.
otostopla, çantayla, çadırla ve düşlerle gidilendir. nerede akşam orada sabahtır. çadırın üstündeki aralıktan gökyüzünü seyredip 5 yıldızlı otel konforundan daha fazlasını bulmaktır.
ve en güzeli, düşlerin kardeşliğinde hayatı paylaştığın, hayalleri birlikte oluşturduğun sevgiliyle çıkılandır. yolların tadını iki kişiyle tek ruhta keşfetmektir.
'yollar yalnızken çekilmez ve kötüdür diyemem; lakin hayatı beraber tattığın "o"nla daha fazla...'
z. osman saba'nın güzel bir şiiri vardır, doğduğu yere, annesine gittiğini anlatan. annesini onu nasıl beklediğini şiirleştirerek. bence de en güzel yolculuk anneye kavuşmak için yapılandır.
uzun bir gemi yolculuğudur. gece olunca banka uzanmak, bir sigara yakıp yıldızları seyretmek orgazmdan daha zevkli anlar listesine girebilecek kadar muazzamdır.