o koltuğu o denli yatmasını sağlayan mühendislerde dir kabahat. "madem yapmışlar yatır gitsin lan" şeklinde düşüncelere sevkeder adamı. ama yine de arkadaki vatandaştan müsade istenebilir, veya rahatsız etmeyecek şekilde ayarlanabilir. lakin dik vaziyette ayarlanan koltuk, vücudun bazı bölgelerinde bir kaç gün sürebilecek ağrılara sebep olabilir.
yılların sorunsalı. resmen türk toplumunu ortadan ikiye ayırmış; bölücülükte pkk'yla kafa kafaya çarpışacak sorunumuzdur. kürt sorunu halt etmiş hatta. en önemli sorunumuz; şehirlerarası otobüslerdeki "koltuk yatırma limiti" sorunsalı...
şimdi gençler; ben otobüs yolculuklarından nefret eden ve yaklaşık bir 10 yıldır otobüse binmeyen bir kardeşiniz olaraktan (zengin züppesiyim evet), orta yolu bulacağım, size hakemlik yapacağım. kulağınızı dört açın...
yıllarca konuşuldu, tartışıldı. "ben istediğim kadar yatırırım arkadaş" taraftarları ile "ya rahat hareket edemiyoruz aq" fanatikleri bir türlü orta yolu bulamadı. "yatırırımcılar" ile "yatıramazsıncılar" arasındaki bu hakaret ve kavgaya giden sorunu şuan ben hakemlik yaparak çözeceğim.
evet biliyorum çok derin mevzu. başlıkta dolaşan öküzler, piçler, yumruğumun tadına bakınlar falan bu derin sosyolojik yaranın ne kadar derine indiğini gösteriyor. ama ben aranızı yapacağım. kulağınızı iyice açın.
ilk önce "koltuğu yatıramazsın" diyen arkadaşlara sesleniyorum. s.ktirin lan. babanızın at arabası mı otobüs yavşaklar? adam sizin koltuğunuza mı oturdu aq. oturmuş koltuğuna, uykusu gelmiş, basmış düğmesine, yatabildiği kadar yatmış. sana ne? ne arıza tiplersiniz lan...
şimdi "koltuğu yatırırım kimse de karışamaz" diyen arkadaşlara sesleniyorum. biraz anlayışlı olun. arkada adam sıkışıyor, yüklendikçe yükleniyorsunuz lan. psikopat psikopat hareketler yapmayın millete. otel mi orası aq... o kadar uyumaya meraklısın git yataklı kompartıman'dan tren bileti al, dingil!
başlıktan da anlaşıldığı üzere öküzdür. rahat hareket edemezsiniz. bir de üstüne yetmemiş gibi ayı gibi horlaya horlaya uyur. yolculuğunuzu zehir eden pezevenktir.
öküz mü? rica ediyorum öküz değil onlar, onlar artık bizim yavrumuz olurlar o vakitten sonra. zira ortalama 7 saatlik bir yolculuktan sonra sürekli kucağında çocuğunla yolculuk yapıyormuşsun hissi vuku bulur, ayrılırken üzülürsün için parçalanır falan ama yapacak bir şey yoktur yolun sonuna gelinmiştir fakat sen öyle çok alışırsın ki ona allah daha çok üzülmene izin vermez ve bir sonraki yolculuğunda ve devamındaki bütün yolculuklarında böyle insanlar oturur önündeki koltuklarda bir sürü yavrun bir sürü çocuğun olur.. canlarım benim(!)
bu tipler şehirler ararası otobüslerde kaderin bir oyunu olarak karşımıza çıkarlar. Bugün bizzat karşılaştığım hadisedir. ''istanbul'dan Karabük'e gitmekte olan 4453 sefer sayılı otobüsümüz hareketine hazırdır'' talimatıyla bavulumu kaptığım gibi otobüste aldım soluğu.
Birde ne göreyim?
kendisine karşı olan nefretimi bilediğim, bilincimi keskinleştirdiğim, cesaretimi körüklediğim yolcu. tamda önümde sere serpe uzanmış yatıyor.
kan beynime sıçradı, tamam dedim sabah sabah uğraş şimdi bu lavukla. kendisini koridora boylu boyunca yatırıp arkana da kalın bir şeylerde vereyim mi? üşürsün sen şimdi rahatına düşkün adamsın kıyamam sana ben diyesim geldi biran ama s*ktiret dedim değmez.bu tip olaylarda genelde koltuklara diz yaslayarak karşılık verilir ancak dizlerim yoruluyor sözlük bertaraf edemiyorum bu şekilde.Bu sırada koltukları kontrol ediyor host gavatı. Benim oturduğum koltuğa geldi.aramızda geçen diyaloğu direk anlatıyorum.
-on numara dimi beyefendi.
-hayır
-(aptal bir ifadeyle suratıma bakıyor tahmin edin işte)
-dokuz buçuk burası
-pardon ?
-görmüyor-musun dostum vaziyeti,kabir azabı çekiyorum burada.
-arkadaşı uyarır mısın koltuğunu kaldırsın biraz (erkek, önümdeki gavat da muhattap olmak istemedim)
- hayır! yolcular istedikleri gibi yatırabilirler koltuğu müdahale edemem demesin mi.
- nasıl yani? firmanın bana ayırmış bulunduğu asgari boşluğu ihlal ediyor arkadaş ve siz buna müdahale edemiyorsunuz öyle mi
-sizde yatırabilirsiniz beyefendi.
-arkamdaki ne yapacak peki?
-o da yatıracak.
peki en arkada oturan ne yapacak?
(göt gibi kaldı,kelimeler kifayetsiz bu durumu anlatmaya)
-sen ayakta uyuyorsun kardeşim, adam neden 180 derece yatırma gereği duydu sence ?
-gayet yavşak ve laubali bir şekilde kafasını çevirdi öndeki mahluk.
-koltuk yatıyor diye ağzımıza sokmaya ne hakkın var? ayrıca madem yatarak yolculuk yapmayı seviyorsun o zaman siktir git yataklı vagonla yolculuk yap. diyecektim ki demedim uzasın istemedim.
koltuğunuzu dik konuma getirir misin dedim sert bir ifadeyle.
bu kadar tantanaya ne gerek vardı der gibi döndü önüne kaldırdı koltuğu.
işte anlayın o kadar geri zekalıydı. kendi rahatlığını başkalarının rahatlığının üzerinde gören bencil bir mahlukat olduğunun hala farkında değildi.
uyarılsa bir dert uyarılmasa ayrı bir derttir. sinirlenip sizin koltuğu arkaya yatırmanızın ardından arkadaki de sizin önünüzdeki için hissettiklerinizi sizin için hisseder. aslında bu bir kısır döngüdür.
kendine tanınan hakkı doğal olarak kullanan insandır. eğer o koltuğun o kadar yatması gerekmeseydi koltukları dizayn eden firma ona göre ayarlardı değil mi? demek ki uyumak isteyen normal boy ve kiloda olan bir insanın en rahat edebileceği açı odur ki ona göre yapılmıştır. sen yere göğe sığmıyorsan iki bilet al şeker kardeşim.
herkes koltuğunu aynı ölçüde yatırsa sorun olmayacaktır, fakat herkes de yatıp uyumak istemez ki... herkesin yolculuk tercihi farklı; isteyen yatar, isteyen kitap okur pür dikkat, isteyen yolu seyreder, isteyen muavinden habire çay kahve isteyip içe içe keyiflenir. mesele koltuğu son damlasına kadar yatırmak değil, asıl mesele o koltuğu öküzce değil, yettiğince yatırmak. haa illa sonuna kadar mı yatırmak istiyorsun? bin yataklı vagonlu trene, horlaya horlaya ve -afedersiniz- osura osura git gideceğin yere.
ilk durakta muhterem kişisi çişini etmek için indiğinde apar topar, öteki koltuktaki yolcuyu ezerek, o koltuğu kaldırırsınız.hemen ardından koltuğun arkasına dizlerinini dayayıp dergi karıştırıyormuş gibi yapıp elinize ilk geçen 3 yıl öncesinin dergisine bakmaya başlarsınız.bu plan genellikle tutar ama tutmazsada artık " hoop birader, düdük kadar yerde kaldım arkada.tarla değilki burası.toparlan bakalım biraz hadi" de diyebilirsiniz tabi.
asıl buna itiraz eden öküzdür. o koltukları niye yatıralabilir yapmışlar. otobüsü yapan mühendisler aptal mı? elbette az biraz rahatsız olacaksın, dim dik koltukta kim uyuyabilir.
ayrıca benim önümdeki koltuğu yatıracak ama ben arkamdaki rahatsız olmasın diye yatırmayacağım. bu tipler sadece önündekine çemkireceğine, herkesin koltuğunu düzeltmesini söylesinler bakalım.
kahrolası otobüs şirketinin düşencesizliğidir. bilmem kaç saatlik yolda yolcum fazla yorulmasın hadi koltuğu yatırsın hafifde olsa uzansın diyerek düşün ama başkaları bunu düşünmesin.
leptop kullanamıyorum, iphone mi monte edemedim, pes oynayamadım diye dert yansın.