gideceksin
vakit ayrılık vakti
bugün hergünden daha uzun sanki
bitti aşkımız
yolun sonundayız
herşey söylendi/yaşandı(2)
sırada gitmek/susmak var(2)
ardına bakma yolcu
gece almaya geldi seni benden
geri dönmeye kalkma yolcu
arama gittiğin yerden
beni bir daha sorma yolcu
kader almaya geldi seni benden
beni bir daha sorma yolcu
arama gittiğin yerden
Her an valizleri hazır, kıyafetleri yolcu olmasına rağmen dağınık, yaptığı seyahatlerde arkasında kalanları da beraberinde götüren, yükü ağır, gönlü ağır, hayata bakışı sert, anlaşılması zor, anlaşılamayan, anlaşılamamasından rahatsızlık duymayan, hayatı anlamış ve olduğu gibi kabullenmiş, otuzuna yaklaşmış, riyadan uzaklaşmış, okur, yazar, anlar, anlatır, ağlar, ağlatır, yeşil gözlü, YALNIZ, zeki, çekingen, BiR iNSAN. Bir benzeri yoktur. Bir benzeri olmasına da gerek yoktur.
eğer "i$te bu üstad" diye bir fasilitenin varlığı o sözlükte en beğendiğiniz entryi tanımlıyor ise benim en beğendiğim entryi yazan ki$i, yolcu'dur. sözlüğün en iyi yazarlarından.
--spoiler--
oyun bir tren istasyonunda, karlı bir gecede gecer. istasyon sefi, evinde kalan makascı ile karısının ask yasadıgından suphelenir. bu suphe ile hem askını hem de yapabileceklerini uzunca bir sure sorgular. karısı ise tam bir kadın oyunları edasıyla sadece iki erkegi parmagında oynatır. izler, eglenir. sonra makascı vurulur ve itiraflar baslar.
--spoiler--
nazım hikmet ran'ın kaleme aldığı, sahnelenmesini de okunmasını da pek gerekli görmediğim tiyatro oyunu. ve fakat izmir devlet tiyatrosu bir gaflete düşmüş, yetmemiş istanbul'a turneye gelmişler. insan üzülüyor...
incecik parmaklarınla
vur tamburun tellerine,
ışıklara bürünüp
yüreğe yağar bu ses,
ay göğe sığmaz olur
sen benim yüreğime
inan yarim inan dost
bu el böyle yanmadı
başkasının elinde
Aşk sarrafı olduğumu
sanırdım ya yanılmışım,
seni görünce anladım;
pervanelere dönüşen
Mecnun'u, Ferhat'ı, Kays'ı,
tırmandıkça düştüğüm
başı dumanlı bu dağı
inan yarim inan dost
uçurum kokuyor hava
gözlerine baktıkça
Ömrümün güz bahçesinde
bütün kuşlar uyandı,
şakıyan gülü görünce
şiire yekindi kalem
yüreğim sevmelere,
teninden yükselen buğu
yaz eyledi ansızın
geçkin yaz kumsalımı
inan yarim inan dost
yolcusuyum yolunun
bu mevsim hiç bitmese. **
- Fırtına var...
- varsın olsun, kıyametler koparsın;
sen yolunda bir büyük dev adımıyla ilerle.
durma, yürü; ayakların yürümekten kabarsın;
ölümlerden kurtulunur ileriye gitmekle!...
devrimcilerin çocuklarına verdiği isimdir. hayatın bir yol olduğunu ve her insanların da o yolda birer yolcu olduklarını savunurlar. aşık veysel den esinlenme de söz konusudur ayrıca. ''iki kapılı bir handa yürüyorum gündüz gece''
aynı müzik ile ahmet kaya hey göklere adlı şarkıyı söylemiştir yine yanlış hatırlamıyorsam yine aynı müzik ile grup yorum da söylemiştir.söz müzik kısmında müzik anonim yazıyordu o da ayrı tabi.
Ankarada artık eski yerinde - ki içimizde de artık eski yerinde değildir- olmayan bir bar. Hayır ve Karakedi çalardı. Birası ucuzdu, personel canavar gibiydi. Sen ben bizim oğlan formatında içilir eğlenilirdi. Şimdi SSK işhanında ne eski müşteri kaldı ne eski personel.
efsanevi bir flash tv yapimi.dizinin basrollerini canalan adlı seytan kılıklı kel herif ve tırsak doktor paylasıyor.dizinin cekildigi yerler de pavyon, doktorun kankası olan mafya babasının mekani ve ucurum kenarından ibaret.canalan adlı tüysüz abinin en sevdigi aktivite ise yeni ölmüs insan gözü yemek.bu ugurda doktorumuza her türlü pisligi yaptırıyor.insanın keske tekrar yayınlansada izlesek dedigi dizilerden. (bkz: vallaha bak)*