dün izleme olanağı bulduğum film. bir sinema dehası olarak değil, basit bir izleyici olarak söylemeliyim ki bu kadrodan çok daha başarılı bir ürün ortaya çıkabilirdi.
filmin en büyük kırılma anı olan kaza sahnesi basit ışık oyunları ve dumanla nasıl geçiştirilir? mazhar'ın yaşadığı bu büyük dönüşümün kişisel sancıları nasıl işlenmez? iyi ve kötü dünya çatışması artık bıktırmadı mı? bir psikolog, hastasına "bu adam resmen deli" diyebilir mi?
netice itibariyle karakterleri bir izleyici olarak içselleştiremedim. şener abi'yi bile tam olarak kendime yakın bulamadım.
amma! kaliteli film kıtlığı yaşadığımız şu zamanlarda ne olursa olsun izlenir. ustalara saygıdır bir nevi.
notum: 10/6. 3 puanı şener şen'in, 2 puanı rutkay aziz'in, 1 puan da mahçup'a...
Fragmanıyla bile göz dolduramamış filmdir. Galiba internete düşünce şöyle cok işsiz yapacak bi şey yok dedigim an belki izleyebilecegim listesine aldim bile ben.
Kemal tahir'in kaleme aldığı, çok partili hayata geçiş safhasında kıvranmakta olan cumhuriyet türkiyesini aktarmaya çalışan roman. işlediği karakterlerle o dönemin havasını, vatandaşın yaşanan olaylara bakışını yansıtması açısından dikkate değer. Fakat üstü kapalı da olsa mustafa kemal eleştirileri mantıksal tutarlılığa sığmıyor bazen. Sanırım her dönemde eksikliği hissedilmeyen iktidar cilalayıcılarından gına gelmiş kendisine. Farklı olmak adına söylenmeyeni söyleyelim misali bir düşünceye girmiş.
tek parti döneminde hükümetin pisliklerini tamamen olmasa da teğet geçerek anlatan bir dizi. ama 1930'ları canlandıran bir dizide kostüme ve sanat yönetimine bu kadar mı dikkat edilmez.
ayrıca işitme engelli kişiler için türkçe altyazısı yapmak istediğim dizi fakat hem torrentten hem de rapidden ve benzerlerinden indirmeyi beceremediğim bu girişim şu an için hüsran durumundadır. *
bildiğiniz kurt kanunudur. bir tane aşüfte kadın birer tane vatansever iki adet vatan haini'ni barındıran dizimsi. (bkz: elini kolunu sallayanın dizi çekmesi)
bir yol ayrımına getirdi bizi zaman
ki daha kurtarılmış değil seher türküleri
dağları kuşatan çakal sesleri dinmiş değil
hâlâ tütüp durmakta acılarımızın dumanı
konup göçmedeyiz mayınlı topraklarda
ama unutmayalım, bir yol ayrımındayız artık
bellidir geçmiş ile gelecek
