Yol arkadaşım gördün mü?
Duydun mu olup bitenleri?
Kıskanıyor insan bazen,
Çekip gidenleri
Yalnızlaşmışız iyice
Üstelik de alışmışız
Hiç beklentimiz kalmamış,
Dosttan bile
Korkular basmış dünyayı
Şimdi bir semt adı "Vefa"
Kutsal kavgalardan bile,
Kaçan kaçana
Anlaşılır gibi değiliz
Tek bedende kaç kişiyiz
Hem yok eden, hem de tanık
Esaslı karmaşa
Ben sana küsüm aslında, haberin yok
Koyup gittiğin yerde kötülük çok
Kime kızayım, nazım senden başka kime geçer
Benim sensiz kolum, bacağım, ocağım yok
Sen esas alemi seçtiğinden beri,
Ben o saatte bittiğimden beri
Dünya bildiğin gibi, dönüyor işte
Uzun uzun konuşuruz birgün, son istanbul beyi
oturursunuz gece tek başına, ışıklar sönmüş, el ayak çekilmiş koca şehirde, avuçlarınızda sıcak bir kupa çay, hafif bir de rüzgar.. sokak lambası etrafında dolaşan ateş böceklerinden başka kimse de yok derdinizi anlatabileceğiniz, öyle bir efkar çöker ki öyle gecelerin sabahlarında omuzlara, o çalmayan telefona, çekip gidenlere özenilir.. o zaman dinlenir işte bu şarkı ben sana küsüm aslında ama haberin yok diye içten geçirilir...
en cok kendime kızıyorum o kadar cok sacma sapan ıslerle ugrasırken kacırdıgım gec kaldıgım hersey icin, bir bakmısım yalnızım ustelik en acı verenide alısmısım yalnızlıga, gidenleri durduramamısım icimde yarım kalmıs cumleler, tamamlayamadıgım sevgiler, yarı yolda bırakılmıs insanlar var iste yol arkadasım oyle bir sarkı yarım kalmıslıga, yalnızlıga dem vuran hem kendi aglayan hem de beni aglatan.
sezen aksu hayranı olmadım hiç. yalnız "ben sana küsüm aslında haberin yok" dediği anda bu kadın birden varoldu benim için. "kime kızayım nazım senden başka kime geçer?" dediğindeyse sonsuzluğuna inandım katlanışın ve isyanın. aynı terazide ikisini birden sallandırışımın. neden bilmem, aslında bilirim, farklı şeyler çağrıştırıyor. acımsı ama sevdim. gidene gittiği için mi kızıyorum, beni almadığı için mi yanına? aslında ikisi de aynı anlama mı geliyor nedir? onu benden alana mı kızdım yoksa gitmeyi şartsız kabul ettiği için ona mı? şu an kafam yerinde değil ama ben de anneme küstüm bir vakit. tüm şehir de bana. haberi olmadı. olsaydı ne olacaktı. anlayacak mıydı. kime dert yanacaktı.
kalabalik bir ev, egelilik, sehir yasantisindan uzak mekanlar, saf insalar, arada bagiran cagiran teyzeler,kadinlar..
bildiginiz cagan irmak iste..
begenmedin mi derseniz, begendim.
bilimum reşat nuri eserlerinden esinlenerek yapılmış dizilerden sıkılanlara iyi bir alternatiftir. çağan ırmak senaryosunu yazmaktadır lakin çekimlerinde de etkisi varmış izlenimi yaratıyor.
güldüren, düşündüren ve gözlerinizin dolmasına neden olabilir. gerçekten denildiği gibi babam ve oğlum tadında lakin 80'lerden bahsetmiyor. oyuncular kaliteli, senaryo güzel. umarım bu seviyede devam eder ve sıkıcı bir kısır döngü halini almaz.
2. bölümüyle yarmış dizidir.
--spoiler--
(bkz: tamamı ege uslubüyle)
+ ama sünnet de basılmaz ki harab olmasın çocuk.
- yok kız o kadar da yapmayız canım, çocucuğu komayız kabuklu yemiş gibi.*
--spoiler--