yoksulluk kültürü

entry2 galeri0
    1.
  1. varoşlarda gözlenen, varoş insanına dikta edilen engellere tepki olarak doğmuş kültürdür.
    1 ...
  2. 2.
  3. (bkz: oscar lewis) tarafından kavramsallaştırılmış iddiadır.
    Lewis, yoksulluğun kendi içinde bir bütünsellik arz ettiğini dolayısı ile bir kültür teşkil ettiği iddiasında bulunmuştur. yoksulluğu, toplum içinde yer alan bir alt kültür olarak lanse etmek istemiştir. bu iddiasını da, yaptığı saha çalışmalarına dayandırmıştır. çeşitli antropolojik yöntemlerin de yer aldığı detaylı araştırmaları, latin amerikanın belli bir mahallesinde gerçekleştirilmiş olduğu halde, gözlemlerinin evrensel nitelikte olduğu, dünyanın her tarafındaki yoksulların düşük bir kültür inşa ettiklerini iddia etmiştir. ve bu ötekileştirici tespit, maalesef ki, çalışmaların hacminden kat be kat daha büyük bir popüler kullanım alanına sahip olmuştur. devletlerin sosyal politikaları, bu tespitlerden etkilenmiştir. refah devleti uygulamaları, bu tespitlerden etkilenerek, eskisi kadar geniş bir uygulama alanı bulamamıştır. ve bu tespit, neo liberal piyasa koşullarını ve yeni sağ politikaları güçlendiren bir unsur olmuştur. yani, yoksulun aleyhine, protestan ahlaklı çalışma manyaklarının lehine...

    lewis, yoksulluk bir kültürdür diyor. ve bu kültürün içeriği ile çeşitli örnekler verdiğinde, çoğu zaman erkekler tarafından terkedilmiş ailelerden, cinsellikle erken tanışmış çocuklardan, yoğun suç oranlarından ve güvensizlik-aşağılanmışlık psikolojisi gibi kötü yakıştırmalardan bahsetmektedir. ve bu kültüre mensup olanların, kendi içine kapandığını ve bu kültürün kalıplarını içselleştirdiğini iddia etmektedir. yani bir bakıma lafı, yoksulluğu yok etseniz bile yoksulluk kültürünü yok edemezsiniz/bu arıza insanları ortadan kaldıramazsınız, demeye getiriyor. haliyle bu yaklaşım, yoksulların toplumdan izole edilmesi, ötekileştirilmesi anlamına gelmektedir. bu kavramsallaştırma, liberalizmin 'kendi eden kendi bulur' mantığına hizmet etmektedir. bu kavramsallaştırma, yeni sağ politikaların cimri olan sosyal yönünü haklı çıkarmaktadır. yani, modern bir sosyal yardımlaşma mekanizması kurmanın ve (bkz: refah devleti) uygulamalarını devreye sokmanın bir anlamı olmayacaktır. çünkü bu mantığa göre yoksullar, müzmin tutunamayanlardır. zenginleşseler bile, toplum için potansiyel bir tehdit olmaktan kurtulmayacaklardır.

    velhasılı kelam lewis, bilimi insanlığa hizmet etmekten çıkarmış, yaptığı çalışmalarla belli bir grubu (bkz: töhmet) altında bırakmış ve onların aleyhine olacak çeşitli algılar ve uygulamalara sebep olmuştur. yazıklar olsundur.

    yapısal nedenselliği ve nesnel koşulları devre dışı bırakıp, sistem adaletsizliğinin kurbanı olan bu insanları, bir de bu hallerinden ötürü ayıplamak, en hafif tabirle arlanmaz bir pişkinlik örneğidir.

    bu yaklaşımdan sonra, yoksullar artık bizim bir ayıbımız ve sorumluluğumuz değil, bizim için bir tehdit ve başımıza bela kimselerdir.
    bu yaklaşım, bu sözlükte ''yaaaa ben nie çalışıp vergi vereyorooommmm, onlar yiyooorr.'' şeklinde ezber kalıp konuşan sığ kişilere de ilham vermektedir.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük