defans yapma özelliğini iyice abartarak korunan bayrağın da arkalarına geçerek sahadan iyice uzaklaşan, bu sayede hiç vurulmayan ve ayrıca vurmayan, tertemiz bir savaş çıkararak organizatörden parasının yarısını alarak ayrı bir olaya imza atan hayalet uuser.
gün itibariyle 15:00 sularında mecidiyeköy'de telefonla konuşurken gördüğüm yazar (o konuşuyordu. anlam kargaşası olmasın). kendisini öyle kaptırmış ki kaldırımda yürüyen amcanın az daha üstüne çıkıyordu. biraz daha dikkatli olsun pls. ayrıca arkasından "şşşt, huooop, yokmuşuuuum" diye de bağırınca çevredeki insanların tuhaf bakışlarına da maruz kaldım. ama o hala telefonla konuşuyordu. *
tabu'da ağzıma sıçan yazar.
yok valla içimde kaldı bunları yazmazsam, kendisine patlarım. :)
neydi lan o tabu öyle!?
biz sakil sakil bakaren bi baktım fark atmışlar.
türlü çirkeflikler yapsak da kıvıramadık işi. asil insan vesselam. hile yaptık katakulliler ettik ama sesini bile çıkarmaya tenezzül etmedi.
he içimde kaldı bok atabilirmiyim diye bir kaç entrysini de okudum itiraf ediyorum fakat entry takibi akabininde en asil duygunun insanı belledim kendisini.
(bkz: alkışlıyoruz)
kendisine şiir yazdığım tek yazardır.* tanımıyorum ama, madem aynı ismi taşıyor, ona ithaf edeyim dediğim şiirimin adıdır. (bkz: sair uuserlardan siirler) 349.
nick sahibiyle doğrudan ilgili ve ilintili olmayaraktan, büyük usta aziz nesin in yaşar ne yaşar ne yaşamaz ından ilham alarak küçük ve pek basit bir kelime oyunu ile entry'mi ahanda şuncacık ve hemen kayıtlara girmiş bulunuyorum; "yazar ne yazar ne yazamaz" sürç-i lisan ettiysek affola..
-yokmuşum...
-...yokmuş muymuşum acaba? var sanmışım da meğer yokmuşum, ha az ha çokmuşum, bazen aç bazen tokmuşum, aslında bunca zaman ne var ne yokmuşum.