bir ara evdeki televizyonumuz arızalanmıştı..yokluğundan istifade çok kitap okumuştum..
o nedenle bu şarkıyı her duyuşum da o bozulan televizyona itaf edesim gelir.nitekim mustafa sandal'ın güzel bir şarkısıdır kendileri.
bir erkeğin yazdığı düşünülünce mustafa sandala ay canıım kıyamam hissiyatıyla yaklaşmayı sağlayan şarkıdır. yokluğunda ortamdan ortama aktım hiç boş kalmadım hemen manita yaptım hahayt benden mutlusu yok modunda dolanan irkek cinsine örnek olabilecek bir şarkıdır.
bazen yokluk kavramı hiç beklenmeyen bir anda beliriverir insan hayatında.
dünyada herkes hala vardır da sanki yoktur an itibarıyla.
yalnızlık dans eder yoklukla. o bile sinir bozar yokluk o'na dair olunca.
kimse istenmez o anlarda. kendini bile istemez insan.
göz kitaplığa ilişir, yıllardır hep okunmak istenen ama bir türlü okunamayan kitaplar haykırır al bizi buradan diye.
ne olduğu ne içerdiği kimin yazdığı hiç önemli olmayan kitaplardan bir rahatlama yumağı oluşturulur.
başlanır birinden okunmaya. hemen diğerine geçer sıra. diğerine diğerine derken 10 günde 15 kitap biter, ağlamaların yataklara kapanmanların yerini içine girdiğin ve yaşadığın kitaplar almıştır artık. Faideleri pek fazladır. depresyon başlangıç seviyesinde patlatılmıştır.
Takvim yaprakları da aynı faydayı yaratır.
tarih, sohbet, şiir, sağlık, bulmaca, ezani....günün ehemmiyeti, ehemmiyete dair söylenen sözler, güzel kılavuz hadisler, çeşit çeşit yemekler, insanlar, kız isimleri, erkek isimleri...
yoklukta çok takvim yaprağı da okunur. Tarihe bakılmaz ama.