özellikle spor ve haber spikerleri tarafından sıklıkla kullanılan ve fevkalade yanlış bir zarftır.
bir şey ya var ya da yoktur. varsa az ya da çoktur; yoksa hiç yoktur.
"yok denecek kadar az" diyebiliyorsak, "var denecek kadar çok" da diyebilmeliyiz, diyebilir miyiz? maalesef...
örnekleyecek olursak:
- A takımının maç boyunca kaleye attığı şut sayısı yok denecek kadar azdı.
+ kaçtı peki?
- 2 şut attılar.
+ yok denebilir mi? denemez.
sanıyorum ki bu tabir, kulağa fazlasıyla hoş geldiği için ve kullanıldığı cümleyi çok doluymuş gibi gösterdiği için bu kadar ilgi görüyor.
buna bazı edebiyatçılar ve öğretmenler "bir bütünün en küçük parçalarından birine yok denecek kadar az diyebiliriz" diyorlar. ben de onlara buradan parmak arası yolluyorum...
çünkü bir şeye var ya da yok diyebilmemiz için onun sadece var ya da yok olması yeterlidir. miktarı, bütünün ne kadarını oluşturduğu önemli değildir.
bayram sabahına denk gelen bir yazının daha sonuna gelirken, sizlere iyi bayramlar diliyorum.
bu arada eski bayramların tadı da şimdilerde yok denecek kadar az... (gülüşmeler)
