sebebi anlaşılamayan tutuculuktur. meselenin iki boyutu var:
birinci boyutu, işlerine geldiğinde ayetlere görünür, apaçık anlamlarından çok öte anlamlar yüklemekte sakınca görmeyen yobazların, sıra türbana gelince anlaşılması çok zor bir kastırma gayreti içinde olmasıdır. yobazların anlamsız esnekliklerinin bir örneğini nur 3'te görebiliriz:
ayet son derece açık değil mi? fakat "dillerini eğip bükenlerin" eline düşünce, ayetteki hadislerle de desteklenen açık hüküm, işine gelmediği için, bir anda yok sayılır:
bir şey demiyorum.. varsayın ki ayetin apaçık manasına rağmen, alimlerin "geniş" yorumları geçerli olsun... aman "geniş" meselesini bir yana not edin devam etmeden önce...
gelelim başörtüsü emri ihtiva ettiği iddia edilen ayete:
ayette geçen "hımar"ın başörtüsü anlamına gelmediğini savunanlar var. ancak ben meseleye başka bir açıdan bakacağım. peygamber döneminde kadınlar ve erkekler başlarını örterlerdi. bunun islam'la alakası yoktu. müşrikler de örterlerdi. sebebi güneşin etkisinden korunmak olabilir. diğer taraftan öyle "tek saç teli görünmesin" hassaslığında örttüklerini sanmıyorum. ayetten bazı kadınların başörtüsü takmalarına rağmen gerdanlarını ve/veya göğüslerinin bir kısmını açık bıraktıklarını anlıyoruz. deniyor ki "başörtüsüyle yakalarını da örtsünler"...
söz konusu ayette maksadın ne olduğu açıktır. asıl maksat gerdanın ve göğsün kapatılmasıdır. başörtüsü o zaman hemen hemen herkesin taktığı bir örtü olduğu için, kapatmanın bir yolu olarak gösterilmiş. yani doğrudan "başınızı örtün" diye bir emir yok. durum böyleyken ve yukarıda sadece biri gösterilen ve lazım gelirse onlarca örneğini verebileceğim (apaçık ayetlere rağmen, anlı şanlı alimlerin türlü hile-i şeriyyeye cevaz verdiği faiz konusu mesela!) "işine gelince esneklik" örneği ortadayken, sıra nur 31'e gelince (ne tesadüf ki aynı surenin ayeti!) bunca tutuculuk niye? nur 3'ü ihlal ederken "asıl maksat" savunmasını pek bir kolay yapıyorsunuz oysa!... peki sıra nur 31'e gelince neden öyle olmuyormuş?
hem allah maksadını daha açık ifade etmekten aciz mi ki böyle yorumlara gerek olsun? niyeti öyle olsa açıkça "saçınızı örtün. bir teli bile görünmesin" diyebilirdi...
türban konusundaki tutumlarına bakarsanız, sanırsınız ki ancak zorlama ile çıkarılabilen böyle bir emir konusunda pek hassas olan yobazlar, kuran'daki apaçık emirler konusunda da pek bir hassastır. fakat durum hiç de öyle değil. mesela, kuran'da "allah'a ve resulüne savaş ilan etmektir" diye nitelenen faiz konusu (bkz: faiz helaldir), mesela sürekli ihlal ettikleri maide 8'deki apaçık emir:
yorum niyetine yaptıkları saçmalamalardan da anlaşılacağı üzere sebebi siyasi olan tutuculuktur. allah rızasını gözetmekle filan alakası yoktur...
niye diyorum bunlar müraidir, ferisidir diye? işte sebebi ortada... durum islam alimleri tarafından makbul kabul edilen "kıyas" metoduyla açıklandığı için, "cevab" veremiyorlar, onun yerine alakasız meseleleri temcit pilavı gibi ısıtma derdindeler.
varsa ilminiz "cevab verin" ey ferisiler!... soru açık: örnekleri verilen meselelerde pek bir genişken, farz olduğunu ancak zorlama yorumlarla iddia edebildiğiniz bu konuda neden hassassınız?