sadece türkiye'nin değil, islam dünyasının acı bir gerçeğidir.
misal malezya başbakanı necip rezak.
suudiler bu hazretin şahsi hesabına tam 681 milyon dolar gönderiyorlar. olay bir süre sonra açığa çıkıyor. soruşturma başlatılıyor. paranın 61 milyon dolarının harcandığı, kalanın suudilere geri verildiği anlaşılıyor.
Malezya Başsavcısı Muhammet Ali'nin vardığı sonuç şu: “Bu konu Başbakan Necip’le Suudi Arabistan Kraliyet Ailesi arasında bir meseledir. Paranın rüşvet olduğu konusunda veya yapılan bir şeyin karşılığı olarak verildiğini gösteren bir kanıt yok”.
Yobaz diyerek müslümanları kastettiğini düşündüğüm yazar karalaması. Zaten dünyada bir tek islam dini mensubu kişiler rüşvet yer. En kötü insanlar müslümanlardır. Taciz ve tecavüz bir tek bu dinin mensuplarına özeldir. Akılları uçkurundan başka bir şeye çalışmaz. Diğerleri melek oysa ki...
kimisinin rüşvete düşkün olanların "müslümanlar" olduğunu sanmasına vesile olan gerçektir.
"müslümanlar" değil, "yobazlar" dedim. yurdum yobazları elbette müslümandır (öyle olduklarını iddia ederler. beyan esas olduğuna göre bize de öyle olduklarını kabul etmek düşer) ama her müslüman yobaz değildir. "yobaz"ın kim olduğunu tarife ne hacet?
rüşvetin yobazlıkla veya çağdaşlıkla alakası olmadığını çalıştığım yerdeki en eğitimli insanın bile beni şaşırtan sözleri davranışları ile görmüş oldum.
kimisinin rüşvetçiliğin bir karakter meselesi olduğunu ifade etmesine vesile olan gerçektir.
evet, rüşvetçilik hem bir karakter, hem de imkan meselesidir. misal, rüşvet alma imkanı olmayan bir kişi, karakteri rüşvet almaya müsait olsa da rüşvetçilik yapamaz.
rüşvetçiliğin yobazlarla bağlantısına gelince. bir kere yobazların kahir ekseriyetinin karakterinin rüşvetçiliğe, diğer toplum kesimlerinden daha bir eğilimli olduğunu düşünüyorum. neden böyle düşündüğümü izah etmek çok uzun sürer. gerekirse onu da yaparım.
ek olarak, islam ülkelerinde yobazların rüşvet alma imkanları da diğer toplum kesimlerine göre daha fazla. zira insanları din ticareti yoluyla kandırarak köşebaşlarının çoğunu ele geçirebiliyorlar.
--spoiler--
hazret-i Ömer, devlet başkanı iken, hanımı ile bir köye gider. Köylü kadınlar hanımına çeşitli hediye verirler. Eve geldikleri zaman, Hazret-i Ömer, hanımına, "Bunları nereden aldın?" diye sorar. Hanımı da, "Köylü kadınlar hediye etti" der.
Hazret-i Ömer, "Ben halife olmasaydım, sana bu hediyeler verilmezdi. Ben halife değilken sana niçin hediye vermiyorlardı" diyerek, verilen hediyeleri beyt-ül-mala verir.
--spoiler--
konuyla ilgili bir hadis: "Öyle bir zaman gelecek, rüşvet, hediye adı altında alınıp verilecek, ibret olsun diye, gözdağı vermek için suçsuz kimseler öldürülecektir."
malezya'da şunca milyon müslüman yaşıyor. suudiler "hediye" (!) vermeye o kadar meraklıysa, neden içlerinden rastgele bir kişiye 681 milyon dolar vermiyorlar veya parayı malezyalı müslümanlar arasında eşit paylaştırmıyorlar da köşe başını tutan bir şahsa veriyorlar?
yazık! malum yazardan böyle bir şey söylemesini hiç beklemezdim. yanlış tanıdım sanırım.
olm şu yobazları dincileri bir türlü anlayamadınız gitti, adamlar mahsusçuktan günah işliyorlar ki,
sonradan tövbe etsinler, dimi efenim ; sürekli tövbe etmeyen yobaz sonra allahı unutur, bir alış veriş bir fiş gibi,
önce bir günah sonra bir tövbe eğer büyük günahsa bir ümre, ne oluyor bu yobazlar allahı unutmamış
oluyor, derin düşünün biraz deriiiin. neden adamaların sürekli tövbe etme çabalarına engel olmaya
çalışıyorsunuz ; önce bir günah sonra bir tövbe bu kadar okullar okumuşsunuz bir b*ktan anlamıyorsunuz.
