ülkenin refaha ermesi için ve çağdaş kaliteli toplum olabilmesi için, öncelikle yobazlar asılsın, sonra modaya uymayanları asarız, günde en az iki gazete okumayanları da astıtan sonra geri kalanlar arasından üniversite mezunu olmayanları asarız, sonra bir genel kültür sınavına tabi tutup bunu geçemeyenleri asarız. böylece beslemeyip astıklarımızı unutup çağdaş türkiyemizde yaşar dururuz. *
Atatürk'ün fikrinin ne olduğunu çok da iyi bilmeden ve atatürkün devrimlerinden aklında sadece asmak kalan ve çözümü bunda arayacak kadar sığ düşünen insan söylemidir aynı zamanda. oysa büyük önder atatürk, büyük islam kongrelerinden birine çağrıldığımız zaman, milletvekillerinden EDiP SERVET TÖR'Ü yanına çağırıp;
"MEKKE'YE GiDiP BENi TEMSiL EDECEKSiN, DEDi. TÜRKSÜN VE MÜSLÜMANSIN TÜRKLÜK, MÜSLÜMANLIĞIN ÖNCÜSÜ VE KILAVUZUDUR. MÜSLÜMAN MiLLETLERi MEDENiLEŞMEKTEN ALIKOYAN BATIL iTiKATLARI YIKMAK iÇiN MEKKE'YE ŞAPKA iLE GiRECEKSiN. KARA TAASSUP SENi PARÇALAMAĞA BiLE KALKSA, BAŞINI VERECEKSiN, FAKAT EĞiLMEYECEKSiN" der.
Atatürk, yobaz da olsa, batıl inançları dinlerinin önüne geçen insanlar da olsa, asıp kesmeyi değil örnek olmayı düşünmüş büyük bir önderdir. Ulu önderin devrimlerini, ilkelerini kendine yol kabul eden insanın da çevresine ve tüm insanlığa örnek olması gerekir.
öncelikli olarak yobazlık * denilen şey insanların birilerini hazmedememesidir. madem hazımsızlık var. ** Atatürk o yobaz dediğin insanlarla ve onların evlatlarıyla bu ülkeyi kurtarmıştır. üzülerek söyluyorum ki o yobazlardan alınan vergilerle bazıları bu devletin okullarını kamu kuruluşlarını ve maalesef toprağını gereksiz yere meşgul ediyo * ya da hazmet
bir kesimin, ülkemizde son 50 yılın en mühim problematiği olarak görülmektedir. aslında bir çok şey yapılmasına rağmen hala bu soru soruluyorsa durum vahim demektir. yapılanların haddi hesabı yoktur. andıç düzenlenir, lahikalar hazırlanır, suikastler tertip edilir, bombalar atılır, mitingler düzenlenir. ama hala başbakan da cumhurbaşkanı da onlar olduğu gibi, bir de yüzde 47 alırlar. yoksa bu milletin alayı mı yobazdır? bidon kafalısından hem de!
ilgi odağı olma yolunda çaba harcayan yazar söylemidir.
hayatı boyunca bir at'ın sağrısına dokunamadığı kullandığı cümlelerden anlaşılan bu bünye, kendi tarihini bilmeyen, insanların inançlarını ti'ye almayı marifet sayan bünyenin çığlığıdır aynı zamanda.
bu ülkenin değerlerini kullanmaya çalışıp fakat bunu bile beceremeyerek eline, diline, yüzüne, gözüne bulaştıran, bu millete mal olmuş, vatan için fedakarlıklarda bulunmuş bir kişiliğe bile iftira atan : "nasıl ki atatürk çember sakallı hocaları idam sehpaların da sallandırdıysa biz de bunları sallandırmalıyız ki ülkemiz feraha ersin ve çağdaş dünyada ki yerini alsın." bünye'nin içinde bulunduğu "derin" hezeyandır aynı zamanda.
her kesimin, her insanın kendi yobazlıklarını bir tarafa bırakmasıyla olabilir ancak. yobazlık sadece bir idelojiyi, bir görüşü ifade eden bir kavram değildir.
barışçıl yollarla başarmak mümkün gibi görünmemektedir. yobazlara laf anlatmak mümkün değildir. çünkü kendileri kutsal kitaplarında yazan şeyleri asla yanlışlanamaz mutlak gerçekler olarak görmektedirler. bu sebepten dolayı kendilerine bilimsel kanıtlar sunmak dahi pek işe yaramaz. yapılacak tek şey potansiyel yobazı çocukken din istismarından kurtarmaktır.
çağ dışında kalmış yobazlardan bu ülkenin nasıl kurtılacağını düşünen yazar söylemidir. yollarda bile dolaşırken gördüğümüz cüppeli takkeli, kara çarşaflı insanlardan demokratik çağdaş ve atatürk ilkelerine bağlı ülkemizi kurtarmamız gerektiği bir gerçektir. zamanında ulu önderimiz atatürk bu yobazlardan nasıl bu ülkeyi kurtardıysa biz de onun devrimlerinin bekçileri olarak aynı şeyleri yapmalıyızdır. nasıl ki atatürk çember sakallı hocaları idam sehpaların da sallandırdıysa biz de bunları sallandırmalıyız ki ülkemiz feraha ersin ve çağdaş dünyada ki yerini alsın.