hareket alindeki politikadan anlayan komünistlerin zaten mahkum ettiği anlayışlardır.
rusya'da ekim devrimi'yle iktidarı alan bolşevikler, çin'de iktidarı alanlar ve diğer muzaffer devrimciler zaten sekterlik (takkecilik), ekonomizm (herşeyi iktisadi mücadeleye bağlayıp belli iktisadi krokiler çizip gerçekleşmesie iman etmek), şablonculuk (bir ülkedeki anlayışı aynen alıp bambaşka yerde uygulamaya çalışmak) gibi adlandırmalarla bunu rezil etmişlerdir.
ama türkiye'nin de kendi sekterleri, ekonomistleri var, kendi dönekleri de var diye emek-sermaye çelişkisi ve iş aletlerini elde tutan sermayedarın ürünü gasp etmesi ortadan kaybolmuyor, maddenin ve toplumun sıçramalarla ilerlemesi, suyun yüz derecede kaynaması ortadan kaybolmuyor.
komünizm, sadece sekiz harfilik bir sözcüktür. mülksüzlerin iktidarı alması için doğu politika yapanlar, sermayedarın ürünü gaspetmesinin ortadan kalkmasını (tıpkı artık dünyada pek etkisi kalmayan feodalin zoru gibi ortadan kalkmasını), bu gidişi hızlandıracaktır.
