bir ülkenin methedilmesi için yegane kriter değildir. yaklaşım olarak iran'a yobaz diye yaftalama yapacağımdan veya çok ağır eleştiriler yönelttiğimden değil, ama bir ülkeyi sırf "uranyum zenginleştirdi" diye övmeden önce biraz durup düşünmek gerekir. iran'daki yönetim, bazı olumlu yönleri ve icraatları da olabilmekle birlikte belli düzeyde özgürlükleri kısıtlayan bir yönetim tarzıdır.
tarihe dönüp bakarsak; misal, nazi almanyası savaşı kaybettiği sıralarda füze yapabilir hale gelmiş, teknolojide epeyce almış yürümüştü. özgürlükleri son derece kısıtlayan sscbstalin döneminde nükleer silah yapmayı, 1960'lı yıllarda uzaya gitmeyi başarmıştı. bunlar elbette bir açıdan aşamadır. ama bir devletin bunları yapabilmesi dünyanın en başarılı, en ideal devleti olduğunu göstermeye yetmez. insan haklarını, özgürlükleri gözetmeyen, yurttaşlarını mutlu etmeye çalışmayan, hatta ezen devletler gün gelir, kucaklarında nükleer füzeleriyle, "muhteşem" silahlarıyla durur kalırlar. bir devlet kalıcı olmak istiyorsa insani gelişmeyi, özgürlükleri asla rafa kaldırmamalı ve ihmal etmemelidir.
Biz ve iran'ın birbirimizden farkımızın olmaması durumudur yani Ortadoğu coğrafyasındaki ülkelerin teknoloji üretemez hazır alır dedirten durumudur.
Örnek iran uranyum zenginleştirme programını Rusya'nın inşaa ettiği teknoloji sayesinde yürütüyor aynı ülkemizin ABD ve israil silahlarıya savunmasını oluşturması gibi, dışa bağımlı ülkeleriz.
iran'ın mezhebi olan şia mezhebinin yahudi ibni sebe tarafından kurulmuş olması, iran'ın osmanlı korkusundan sığındığı ingiltere tarafından 1800 lerin ortalarından sonra tamamen idare edilmeye başlanması ve 1979'da amerika'nın ortadoğuyuda sünni yani müslüman olmayan ikinci bir rakip güç yaratmak amaçlı sözde islam devrimi yaptırdığı bir ülke olan iran için çok garip bir durum değildir.
iran, türkiye'nin yok olmasını israil'den daha fazla ister.