profesyonelliğe rennes'de adım atan 1986 doğumlu fransız oyuncu. 2005-2006 sezonunda parladıktan sonra kendini ac milan'da buldu. futbolculuk öncesinde tenisçi olma yolunda direkten dönmüş fakat futbol kariyerinde sağlam bir gelecek onu bekliyor.
fizik ve oyun tarzı olarak bana nedense zidane'i değil de kaka'yı andıran genç fransız ortasaha.. ancak 2 senedir kendisinden beklenen patlamayı bi türlü yapamadı.. ve sonunda da ülkesine geri döndü..önümüzdeki sezon kiralık olarak Bordeaux forması giyecek..
umarım ki milan'a çok daha iyi bir durumda döner, zira milan'ın kadrosunu yenileme aşamasında kalıcı olabilir..
zinedine zidane'ın kramponu olamayacak şahsiyet. zaten yeni çıkan her genç yetenek ya zidane'ın ya da maradona'nın veliahtı, bırakın ya. lionel messi'yi apayrı bir yerde tutarım ama*
goal.com 'dan aldığımız bilgiye göre bordeaux ile 4 yıllık sözleşme imzalamış futbolcu. bordeaux kulubü kiralık sözleşmesine 15 milyon avro verirsem alırım diye bir madde koymuş zamanında. milan'da enayiliğine doymasın kabul etmiş ve genç futbolcuyu kaybetmiş. aferin milan aynen böyle devam et. neyine gerek senin 22 yaşındaki oyuncu. 30-35 arası emekli sandığı üyesi futbolcuları topla sen. gerizekalılar.
gecenin bu vaktinde uyumayı planlarken bir anda karşıma çıkarak, uykularımı kaçırandır. futbol başlı başına harikadır, hayata bağlı kalma sebebidir bazen*, evet. ama bu mahluk ve benzerleri, biz bayan futbolseverler için, futbolu daha ışıltılı bir hale getiriyor efendim, ne yapalım. https://galeri.uludagsozluk.com/r/39889/+
tip bakımından bu kadar underrated olmasına çok şaşırdığım futbolcu. doğru pazarlama taktiğiyle beckham'ın kat be kat üstü bir fenomen olabilir. yetenek bakımından zaten beşe katlar orası ayrı.
bu akşam olympiakos'a şöyle diyelim; sergen yalçın'ın 15 sene önce izlanda'ya attığı frikik golünün aynısını atmıştır. hatta daha sonrasında aynı açıdan daha uzak bir mesafeden kullandığı frikiği de tam çataldan dönmüştür. şahane goldür ama yeni zidane falan dersen, geçeceksin o işleri.
onceki entry ler icin adam hakli beyler diyecegim gelen meselenin kahramani, kazmanin onde gideni, mahalle takiminda nufuzu olan, her sutu duran topu vurup auta atan, takoz mahalle abisi tipi.
11 haziran 2010 uruguay-fransa maçı sonrası haksız yere günah keçisi ilan edilmiştir. takımda bilhassa patrice evra, nicolas anelka ve frank ribery tarafından sevilmediği ve dışlandığı konuşuluyor. mantıklı bir sebep de yok görünürde. genç, başarılı bir futbolcu, ülkesinin beklentilerine karşılık verebilecek özverili ve sakin bir adam, gözünün içine bakılıyor ve belli ki bu bazılarını rahatsız ediyor.
pasifliğinden kaybediyor şu günlerde, gıkını çıkarmıyor, kulaklıklarını takıp kendi başına takılıyor. takımla arasında görünmez bir duvar var gibi. 17 haziran 2010 fransa-meksika maçı'nda oynatılmadı, ilk maçtaki bayık oyundan sadece o sorumluymuş gibi. dandik hoca domenech'in üstünde diğer gedikli oyuncularının nasıl bir etkisi olduğu konusunda fikir verici oldu bence bu.
gourcuff maçtan sonra şunları söylemiş: "oynamadığım için hayal kırıklığına uğradım, kaybettiğimiz için üzüntüm ikiye katlandı. iki maçta da kolektif hatalar yaptık. iyi değildik. ilk maçta defans iyiydi ama hücumda iyi değildik. tüm hücum oyuncuları olarak başarısızdık ama bedel ödeyen ben oldum".
bixente lizarazu kendisi için "kendini ön plana çıkartmaya çalışmayan, iyi ve terbiyeli biri" demiş. iyilere hep böyle olmaz mı zaten? yırtık olmak lazım demek ki bu hayatta.