ülkemizde eleştirilere verilen en klasik cevap. bir müziği beğenmezsiniz, olmamış dersiniz, ''madem çok biliyorsun sen söyle'' diye saldırıya geçerler.
bir film izlersiniz,sıkıcı,olmamış dersiniz '' bu film bilmem kaç ayda çekildi yiyorsa sen çek oç'' diye tepki yersiniz.
kitap okursunuz,sevmezsiniz '' emek var lan saygı duy o.ç yiyorsa sen yazsana '' derler. sanki her emek olan şey güzel olacakmış gibi.
ben şarkıcı değilim, oyuncu değilim, yazar değilim. bu benim işim değil ve ortada bunu yapan insanlar varsa onların çıkardığı bu ürünlere bakıp iyi ya da kötü demek en doğal hakkımdır. beğenmediğim için neden film çekmem veya kitap yazmam gerekiyor ? bu işi yapan insanlar olumlu veya olumsuz tüm gelecek yorumları bilerek bu işe başlamıyor mu zaten ? ben üretici değil tüketiciyim ve memnun olmadığım şeyi üreticiye bildirmek zorundayım.
mesela siz marketten çikolata alsanız ve tadı kötü olsa, sizi rahatsız etse,'' bu çikolatada emek var yav mecburen beğenmeliyim, yemeliyim'' diye kendinizi zorlar mısınız ? tüketici olarak yapacağımız en iyi iş iyi veya kötü eleştirmektir. Kötü eleştiren insanlara ''sen de yap'' diyen ağır şekilde sığırdır, maldır.
haklı bir isyandır. hazır yiyicilerin, daha iyisini talep eden ve bu konuda fikir beyan edenlere sıfır nokta bir mili saniyede düşünmeden verdiği cevaptır. kendilerince posta koymuş olurlar oysa postacıyı kovalayan köpek bile kovalamaz bunları.
