şimdi bunu hafif piçak darbesiyle ayırıyoruz yok olmuyo. elimizde ayırıp yiyelim diyoruz olmuyor. narı beşe katlayan bir tepsi buluyorum, koyuyorum altına. ulan yine yerlerde taneler. ne nalet, ne körolası, ne bütün bedduaları yiyecesi bir meyve bu.
bide bunun lekesi bulaştı mı çıkmazmış korkusuyla, ısrarla yeme ızdırabı var ki... duygulandım, susuyorum.
olmaz böyle bir şey! suları dirseklerinden damlar ama bırakamaz ve o yarım çekirdeğin etrafındaki şeftali kırıntılarını emerek temizlemeye çalışırken çevreye maymun olursun.
büyük büyük kirazlardır hocam! böyle çatır çatır... ısırdıkça suları fışkırır ağzına, tatlı tatlı, mayhoş mayhoş. insanlıktan çıkartır adamı,. ben kirazı kadınlarla yemeyi severim, bana nedense hep orgazmı, hazzı ve seksin getirdiği dayanılmaz rahatlama hissiyatını çağrıştırır kiraz bende. hatta dişi bir meyve bile diyebilirim...