ne alaka?...duygularınla kendini ıslatmış ve seni içene alacak güzel bir dilberin sana sunduğu o diri, o güzel sığınağını insan hiç reddebilir mi? erkeğin tabiatına aykırı... peki, kalbinin tali yolları midenden geçtiği söylenen bu zamanda, o güzel su böreğini reddebilir misin be adam?
sırtında onca yük varken daha büyüğünü görünce eskisini bırakıp, ondan mı yoksa bundan mı geldiğini sormadan sorgulamadan, kendinden 5 kat büyük hediyeyi sırtına alarak taşıyan o mübarek hayvan; karınca, seni görse yüzüne tükürür ulan. tükürmese bile en azından söver kara kara. sen hiç karıncalar konuşamaz ve gururla sana küfredemez mi sanırsın? peki, eskiden atom karınca vardı. o neydi ne o zaman, hı?
sana incelikle sunulan ve binbir emekle hazırlanan göz nur el emeği ikram edilen bütün bu hediyeyi, baklava böreği, dolmayı sarmayı, şerbeti ayranı , cacığı pilavı, ne uzatılırsa uzatılsın sana, burun kıvırıp "teşekkür ederim" nezaketsizliğiyle geri çevirmek de ne. köpek gibi açken bile bu gurur senin neyine?
5 dakika önce tuvalete giderek daha yeni kıçını silmiş bir sosyete hanımefendisinin, ortamın havasından olsa gerek yapmacık bir burun kalkıklığıyla sağa sola zorla gülümsemesinin hemen ardından, tenhada beni görünce en anlatılmaz en şuh fantazileri, yalvararak bende tekrar uygulamak isteyen bu sosyete hanımefendisi tavrı, senin bu yiyeceği içeceği gururla reddetme tavrınla tıpa tıp aynı değil de ne?
ne demişler dayak buldun kaç, yemek buldun ye, içki buldun iç, çük buldun sarıl, vajina buldun elle. ama ne olur gurur yapma!
ayranın yok içmeye sonra tüplü ferrariyle gidersin köy çeşmesine!
ruhumun hicranlarına beyaz yelkenler astım siyah lekeli. rüzgar da bir güzel şişirdi artık bundan kelli.
+ buyurmaz mıydın aribra?
- çok naziksin bebek...ama bu eller, bu koku, bu tat, bu lezzet..ımmhh.
+ kendi ellerimle yaptım.
- çok güzel. peki o zaman kuru kuru gitmesin. siz de gazozumdan alın.
+ çok naziksiniz.
- için için, ohh yarısın. güzel di mi? ahahahah
+ evet..ahh başım dönüy...?!?!
