ayın sonuna 10 gün kala, cepte kalan 100 tl'nin geri zekalı ev arkadaşı yüzünden marmaris gezisine hibe edilmesiyle başlamıştı her şey. yapma, etme dedim. biz öğrenci adamız, garibanız, kahvaltı ile akşam yemeğini birleştirip öğle yemeği yemiş insanız, ne işimiz var gezide tatilde. tabi bir geri zekalı kolay yetişmiyor. neymiş, sınıfın yarısı gidiyormuş.
lan 100 tl demek, 130 ekmek demek.
100 tl demek, 80 adet teneke kola demek.
100 tl demek, git gel ankara parası demek.
100 tl demek, 20 adet kalite gül demek.
100 tl demek, 100 adet şehir içi yolculuk demek.
100 tl demek, 2000 sayfa ders notu fotokopisi demek.
100 tl demek, 20 porsiyon çıtır tavuk demek.
100 tl demek, 5 seans hamam demek.
100 tl demek, her şey demek.
tabi hiçbir ekonomik analiz bir geri zekalıyı durduramaz. gittik ve bi'bok anlamadan geri geldik.
-lan ne yiyeceğiz şimdi biz?
*dur kanx, zor günler için ayırdığım biberler olacaktı dolapta.
-getir bari... yemek yok, para yok, senem de yok. -senem vefakar, hamarat arkadaşımız-
*kanx biberler bizlere ömür.
-allah belanı versin mayk.
*öyle deme lan.
-neyse. mecbur yiyeceğiz artık. yapacak bir şey yok.
*bunu bulamayanlar da var.
-ne kadar şanslılarmış lan onlar.
gezi öncesinden kalma kurumuş ekmekler ve arasında bozulmuş biberlerle geçen gecenin ardından akşamdan ev ahalisi aranır ve sabah atm'ye koşulur.
allah kimseyi açlıkla imtihan etmesin, sevgili tostlar.