zorlu bir savaşın unutulmuş cesetleri gibi
yatıyoruz yan yana
öpüşüyoruz, sevişiyoruz da hatta
herşey oyunun yasaklarına uygun bir günah oluyor
tek umudumuzu göğe gelin ediyoruz
telli, kanlı düğün işte...diye uzar gider.
"bir şey geçip gitmişse, geçip gitmiştir. bitmiş, yok olmuştur. bırakın gitsin, öyleyse! görmezden gelin onu, avunmak istiyorsanız, yitirdiğiniz şeyi hiçbir zaman aynı olarak ele geçiremeyeceğiniz düşüncesiyle avutun kendinizi. yeni bir şeydir artık o. sizden kopar kopmaz değişmiştir."
"bir şey geçip gitmişse, geçip gitmiştir. bitmiş, yok olmuştur. bıtakın gitsin, öyleyse! görmezden gelin onu, avunmak istiyorsanız, yitirdiğiniz şeyi hiçbir zaman aynı olarak ele geçiremeyeceğiniz düşüncesiyle avutun kendinizi. yeni bir şeydir artık o. sizden kopar kopmaz değişmiştir." *
umut altınçağ'ın aşmış şiirinin ismidir, sözleri de şöyledir;
olaki yürürüm bir başka aşka
ya da yürürüm mavi olmayan bir gülüşe
unutma ki tek aşk olduğum sensin
aşık olduğum değil
karanlıkla süzülüyor içime yıkım
dur diyorum yıkılıyorum
uçurumları başucuma koyuyorum sonra
okşuyorum saçlarını rüzgarda
sıcak ılık bir koku siniyor yüreğime
gitme diyorum gitme düşüyorum
sonra beni soroyorlar bana
tanımıyorum diyorum daha hiç karşılaşmadık
aynı çizgide bilge susu mu dinliyorlar ben sustukça
yazık bir çığlığın doğuşu gibi ölüyorlar
önce bir bir sonra hepsi
sonra mı bir ben kalıyorum bir de yalnızlık
uçurumlar yıkımlar ben ve yalnızlık
zorlu bir savaşın unutulmuş cesetleri gibi yatıyoruz yanyana
öpüşüyoruz sevişiyoruz da hatta
herşey oyunun yasaklarına uygun bir yasak oluyor sonra
tek umudumuzu göğe gelin ediyoruz telli kanlı düğün işte
üşüyor saçlar biliyorum dargın mısın
bu baharda mayısa bıraktığım gibi misin hala
vurulmuş çocuk gibi büyümemiş yüreğinde hüzün
hala kaçıyor musun gözlerini bırakarak birilerinde
hala ellerinden tutup sevgileri dipsiz kuyuya salıyor musun ağlayarak
küçücük bir dokunuşla son sevilen olabiliyor musun
kendin kadar aklımdasın
hala öyle savruk bir gök
hala öyle yerini yurdunu bulamamış bir mavi
ve aşkını şaşırmış bir tanrı
çoğalan sızısıyla mutlu bir yara
öyle misin mavi gözlü sarı saçlı yoldaşım
öyle bıraktığım gibi misin
gerçeği yakmada hala usta mısın
yoksa çırak mı yanarken yalanda
saçlarıma dolanan aydınlığımsın
somutlaştıramadığım tek imgemsin şiirede
anlattıkça eksilen tek anlam
anlattıkça eksilen tek anlam
hala bıraktığım gibi misin
yoksa beni bıraktığın gibi mi
kaç mevsimsiz kar düştü toprağıma
kaç mevsimsiz kar düştü benim toprağıma
hala bıraktığım gibi misin