bir hikaye vardı eksik satırlardan doğan
saçlarına güneş takılmış bir adam
ve sesi her zaman pürüzlü bir kadına dair..
bir insanlar çöplüğünde başlar hikaye
şehirler arası hatların ve döşenmiş en uzun rayların sırtında.
adam kadına, sevdiği bir lisandan cümleler fısıldar
kadın adama bilmediği bir dilden şarkılar..
zaman..
zamanı kısadır öykünün
ama içine
iki ayrı şehir, karelerce fotograf,
erimiş mumlar, büyük bir yalan
bir kere başladığında
rakamsal değerlerin ortadan kalktığı öpüşler,
kadehlerce rakı, makarasız filmler
sırılsıklam çarşaflar, gece yarısı nağmeleri
ve bir beyaz sümbül sığar..
pencereler sığmaz.. hayaller sığmaz..
istekler kapı dışında kalır..
kadın anlamaz, adam sormaz..
"ukte olmasın" der kadın.
doldurur tüm nefesini ciğerlerine,
tüm takvimlerde ay'a tekabül eden zamanlar boyunca anlatır..
"bu böyle gitmez"lerle başlatan tümceler
ucu açık fiillere döner..
kadın kızar,
adam bir "pekala" daha salar ruhunun en umursamaz yerinden..
saatte kalan son kum taneside düşer
mevsimin orta yerine