bugün hiç 21. yüzyıla atıf yapan tema olmaması nedeniyle durduk yere kyamet alameti yaratmamak adına değinilmiş konudur. hadi inşallah!
duygu diye bir şey yoktur. aksini iddia etmek bilimi reddir, aydınlanmayı reddir. sorulan soruya uçan kafa atarak cevap vermektir imanım. hay da üç gün oldu oy da yedigün oldu ben cemilemden ayrı düşeli!
duygu tamamen bir kandırmacadır. kalpten falan bahsediyorlar. yalan! kalp vücuda kan pompalayan bir organ. daha fazlası değil. valentine day'lerde kazıklıyorlar garip gureba, cahil cühelayı o kalp şekilli yastıklarla.. sizin duygu sandığınız şey, merkezi sinir siteminin kontrolünde, hormonlar vasıtasiyle gerçekleşen reaksiyonlardan başka bir şey değildir.
son sırrı da vereyim: aşk yoktur. yalanın dik alası, daniskası, kuyruklusudur. şu an hiçkimseye aşık olmadığım halde aşıkmış gibi yaparak manyak bir şiir yazabilirim. ama yapmıycaam bunu. aşk insanın bazen kendini, bazen karşısındaki insanı, bazen de çevresini kandırmasıdır.
hakan günday azil'de duygular düşüncelerin düşmanıdır demişti. oysa ki yanılıyor. olmayan bir şey düşünceye düşman olamaz. yokluk hiçliğe karşı galip gelemez.
+duygu kız gelll senden bahsediyorlar
-ne diyorlar fatma abla?
+diyorlar ki 21. yüzyılda cerenler,aslılar ve diberler varken hala duygulardan bahsedilir mi?
-ay ne diyorsun sen evde kaldık desene kocada bulamayız artık!
+maalesef.
-bsg o zaman fatma abla!
insan varlığını duygularıyla kanıtlar. yirmibirinci yüzyıl değil, gelecek yüzyıllarda yaşayacaklar da duygularından bahsedeceklerdir.acıma duygusu,sevme duygusu,sevilme duygusu,nefret,intikam duyguları insan var oldukça olacaktır.
21. yüzyılda duygulardan bahsetmek aptalca görülebilir; duygularıyla hareket eden insan eziktir birçok kişinin gözünde ama bu hissiz olunduğu anlamını taşımaz. sadece toplum içinde var olabilmenin koşulları değişmiştir. her zaman tetikte olmayı ve rasyonel belki de çıkarcı davranmayı dayatan bir dünyada yaşıyoruz ne yazık ki. ezilmemek, incinmemek ve kazanabilmek için duygulardan bahsetmemek tek çıkış olabilir kimi zaman. artık ihtiyaçların tercihler olarak, bireylerin tüketiciler olarak ifade edildiği bir dünyada yaşıyoruz. insan ilişkileri dahil her şeyin tüketildiği bu dünyada her konuda duygularını öne çıkaran insanların tükeneceği değil belki ama tüketileceği bir gerçek...çok yazık ama fazla seçenek de yok.