cebinde yirmi milyon olduğunu söylemeyip, konyalı saat'e giren, hatta tek başına girmeyip yanındaki arkadaşını da sokan insandır.
- olm gelsene saat alıcam ben
- yok mu olm saatin ya
- eskidi bu a.q yenisini alıcam gel
- iyi gidelim...
(konyalı saat'e girilir)
arkadaş: eeee biz saat bakmıştık
satıcı: tabii buyrun nasıl bişey istemiştiniz
arkadaş: işte böyle kronometreli falan bişey olsun, deri kayışlı olsun
satıcı: size şu saati öneririm henüz geldi, bir hafta olmadı çok satılıyor
arkadaş: ooo güzelmiş ne kadar?
satıcı: 210 YTL
arkadaş: ooo çokmuş
satıcı: ne kadarlık bişey bakmıştınız öyle yardımcı olayım o zaman ben size?
arkadaş: işte 20 YTL falan, garantisi olsun yeter ya aslında kronometreye gerek yok!
dargelirli: yuh a.q senin ben yaaa allah belanı versin!
satıcı: hakikaten versin ya, çık dışarı arkadaşım çık çık çık!
dargelirli: valla ben özür dilerim onun yerine
satıcı: sen de çık!
dargelirli: a.q senin arkadaş gibi ben, yirmi milyona garantili saat arıyo ibne.
arkadaş: ya var aslında ama işte araştırmak lazım.
dargelirli: allah tekrar tekrar belanı versin, dönüp dönüp belanı versin senin!
ayrıca bunu yapan arkadaşın küçüklüğünde şunuda yapması muhtemeldir
elinde 10 kuruşla bakkalın en pahalı çikolotasını eline alıp amca bu paraya bu gelir diye sormuş olabilir.
bu kişinin çocukluğuna inilip ve aslında az paraya pahalı şeyler alınamadığını bakkal amcanın o yaşta anlayamadığı bir şey yapıp aradaki farkı böyle kapattığı anlatılmalı ve ardından ah zavallı yavrucak denmelidir.
askerlerin vazgeçilmezi, cassio'nun klasik ve unutulmaz saat modelinin teklif edilmesi gereken arkadaştır. yıllar geçmesine rağmen, "bana mısın!" demiyor.