Değişen mevsimler
iklimin değişen özellikleri dayanabilme sınırlarımızı zorlayacak. Kış aylarında yağış miktarı yazdan daha hızlı azalırken, sıcaklıklardaki artış yazdan daha düşük olacak. Gelecekteki yazlarımız ve sonbaharlarımız daha kuru, kışlarımız ise daha yumuşak geçecek; sadece Karadeniz Bölgesi daha nemli ve fırtınalı geçecek.
Su kaynakları sorunu
Yeraltı sularımız azalan yağışlarla daha az beslenip artan taleple daha fazla kullanılacağı için daha hızlı yok olacak. Irmaklar yazları ekseriyetle kuru kalacak, kışın ise daha sık ve güçlü biçimde taşacak. Yerleşim merkezleri (özellikle turistik dönemlerde nüfus patlaması yaşayanlar) yazları olağan hale gelen su kıtlıklarıyla baş edebilmeyi ve su baskınlarının olduğu sel yataklarından bina yapmamayı öğrenmeli.
Uyarlanması gereken tarım
Su kaynaklarındaki azalma tarımı etkileyerek fazla sulama isteyen (örneğin şeker pancarı, mısır, vb. gibi) ve çok geniş topraklara ihtiyacı olan ürünlerin ekilmesini büyük ölçüde sınırlayacak. Korular ve ağaçlarla çevrili alanlar topraktaki ve yeraltındaki suların ve hatta toprağın kendisinin korunmasına büyük katkı sağlıyor. Artan sağanak yağışlardan dolayı damla erozyonu toprağı bugüne oranla daha fazla aşındıracak. Su geçirmezleşmiş ve ağaçsızlaşmış yani hiçbir ağaç kökünün toprağı tutamayacağı alanlarda yaşayanlar heyelan ve moloz akıntıları gibi kütlesel toprak kaymalarına hazırlıklı olmalı...
Değişen deniz kıyıları
Marmara, Karadeniz ve Akdeniz 2100'de birkaç desimetre yükselecek. Bu özellikle Samsun-Kızılırmak, izmir-Gediz, Aydın-Büyükmenderes ve Adana-Göksu deltaları gibi bazı nehir haliçlerini ve alçak bölgeleri (Türkiye'nin güney kıyılarındaki çok hassas lagünleri) tehdit edecek. Türkiye'nin 8200 kilometrelik deniz kıyıları bir yüzyıl içinde değişecek.
Daha az karlanan dağlar
21. yüzyılın kayakçıları dağlarda kara ulaşmak için mutlaka dedelerinden çok daha yukarı çıkmak durumunda kalacak. Doğu Karadeniz dağlarında 1500 metre yükseklikte, karlanma süresi bugünkünden dörtte bir oranında daha kısa olabilecek, güneyde Toros Dağları'nda ise bu süre yarıya yakın azalabilecek! 2500 metrenin üzerindeki, yüksek rakımlardaki "kayılabilir alanlara" sahip olan merkezlerin ise telaşlanmasına gerek yok.
Daha fazla Akdeniz manzarası
Doğa gezginleri manzaranın 21. yüzyılın başındaki gibi olmadığını fark edecek. Havanın ortalama sıcaklığının artmasıyla Akdeniz ağaçları olan Halep çamı ve palamut meşesi Bolu bölgesine yerleşirken, kayın ağacı, gürgen ve ladin gibi daha 'soğuk' türdeki ağaçlar belki de tamamen kuzeye doğru göç edip Türkiye'yi terk edecekler. Türkiye'nin Ege ve iç Anadolu Bölgesi daha kurak olurken, kuraklaşan Doğu Anadolu Bölgesi, ormanlar yerini otsu bitkilere ve çalılara bırakacağı için, steplere benzeyecek.
(Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu'nun 'Küresel Isınma Atlası'na yazdığı önsözden alınmıştır)**
demokrasinin bir türlü oturamadığı, yolsuzluğunun had safhada olduğu, ab sürecinde boyun eğmekten geri kalmayan, teknolojik gelişmeleri hala üretmek yerine satın almayı yeğleyen türkiye.