* bak birader benim dunyam entelektuel bir dinamizm; ona gore.
**birak abi sen ilkel bir yasam formusun. tarfufe rolu oynuyosun sen,
* tartuffe olm iyi okusana bak derin kulturlu arkadasimiz nasil detayli yazmis.
**tartuffe ha. abi super ya. ayna yansitma metodu ne lan?
*aa bilmiyor musun? sacmalarken kullanilir.
alın işte milat başladı; deliler gibi inanabilirsiniz. bütün gününüzü ibadetle geçirin. dinlerin tüm gereklerini yerine getirin ve getirtin. mükafatını, o inandığınız öbür dünyada alacaksınız.
m.s 430..
ibadetleri azaltın; aslında göze batmıyorsunuz ama böylesi daha iyi olur. biaz çıkın hava alın; insani zevklerinizi kısıtlamayın.
m.s 1150...
ancak vakit buldukça ibadet edin; siz artık gelişiyorsunuz. ibadetin ikinci planda kalmasının kimseye bir sakıncası yok. hem rönesans gelecek çok yakında; hazır olursunuz işte.
m.s 1903..
adını bilimyorum ama bir güç var, ona inanın.. adı önemli değil zaten. sadece bir güç; buhar gibin, sis gibin böyle. endüstri devrimi ne güzel şey; buharlı makineler filan.
ve milenyum..
koyver gitsin kızım; dine çakayım sana bir şey olmasın. sen modern insansın. hem de din ile modernizmi paralel şeyler sanacak kadar modern bir insansın.. al klavyeni; otur bilgisayar denen alamet-i farikasının karşısına; döktür dilediğin gibi.
arada dinlere dokundurmayı unutma da zeki olduğun sanılsın..
ümitsizlik hangi çağ olursa olsun hep varolan bir şeydir. zorluklar zamanla birlikte sadece nitelik değiştirir, özü yani çıkmaz yollar her zaman olacaktır.
kişiler -çağ farketmez- her zaman yalvarma isteği duyacak, her zaman dua ederek manevi huzuru bulmaya çalışacak ve her zaman "o"nun huzuruna çıkarak gözyaşı dökeceklerdir.
provoke edilmeye calisilan insandir.gok gurlediginde 'tanri bizi cezalandiriyor' diyen insanlar taniyomus arkadas.o zaman sorarlar:bilader komunun avcilarindan misin,yoksa toplayicilarindan mi diye?
omer hayyam da islam bilgini oluvermis,yok peygamger amk.
bu böyle gider. bunlar tukaka insanlardır. salaktır hepsi. zaten teknolojide dünya devi olan japonlar da maldır. allah'a inanan bilim adamları da salaktır.
einstein amcamın şöyle bir sözü var "allah varsa ben hiç birşey kaybetmem fakat yoksa siz çok şey kaybedersiniz" diye.
einstein'de ilkel tabii ne sandın ya.
"Din vardır ve lâzımdır. Temeli çok sağlam bir dinimiz var. Malzemesi iyi; fakat bina, uzun asırlardır ihmale uğramış. Harçlar döküldükçe yeni harç yapıp binayı takviye etmek lüzumu hissedilmemiş. Aksine olarak birçok yabancı unsur -tefsirler, hurafeler- binayı daha fazla hırpalamış. Bugün bu binaya dokunulamaz, tamir de edilemez. Ancak zamanla çatlaklar derinleşecek ve sağlam temeller üstünde yeni bir bina kurmak lüzumu hasıl olacaktır."
"Bizim dinimiz en mâkul ve en tabiî bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin tabiî olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uyması lâzımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur."
bu arada iyi ki teknoloji var. iyi ki bilim var da söylenen yalanları, atatürk'ü din düşmanı gibi gösterenleri çıkarabiliyoruz ortaya.
bu başlığa konu ile ilgili son entrymi girmiş olup, başlığı açan arkadaşın çorbasına daha fazla ekmek doğramak istememekle birlikte saygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum.
Ben ne "sözüm ona" ateistler gördüm, yakın çevresi bir yana, kendi anne ve babasına, kardeşlerine ateist olduğunu söylemekten aciz, korkak !
Yahu, hayatta en yakın olduğun kişilere bile inançsızlığını söylemekten aciz iken, boşver sen ıvır zıvır saçmalıklarını. Ağzınla kuş tutsan boş ! Bırak sen okul kantinlerinde "caka" satmak uğruna "entellik dantellik" uğruna atesistlik ayaklarını.
Bu ayaklar koktu. Biraz akıl, biraz mantık lütfen.
yağmurun nasıl oluştuğu değil neden oluştuğudur gerçek sorun. 21 yy insanı işte bu açıklayamadığı nedenin bir sonucu olarak allah'a inanıyor. ha bazıları körü körüne inanıyor, o ayrı mevzu tabii.
yaşadığı çevreye bağlı olarak, önceki yüzyıllara göre biraz daha yontulmuştur.
en azından, cadı olduğu gerekçesiyle kimseyi yakmaz.
inanmayana diş gıcırdatmakla yetinir çoğu kez. bazen oruç tutmayanı dövdüğü, örtünmeyene sövdüğü de olur. biraz daha inanırsa, kendi vücudu üzerinde tasarruf kullanan(sevişen) insanları taşlayarak öldürür, birkaç kişi tarafından hırsızlık yaptığı öne sürülen kişinin elini kolunu keser, daha ağırca bir suç işlediğine inanılanları bir vinç yardımıyla meydanlarda asarak sallandırır.
bir dine mensup olduğu için, bir başka dinin mensupları tarafından askeri üslerde sorgusuz sualsiz yıllarca tutulanlar olduğu gibi, o başka dinin propagandasını yaptığı gerekçesiyle beriki dinin mensupları tarafından boğazı kesilenler de olur arada.
ama yine de, az da olsa yontulmuştur bu yüzyılın inananı. yirmibirinci yüzyılda cadı olduğu için yakılan kimse yok şükürler olsun...
8. yy'dakinden farklı olarak biraz daha medeni ve anlayışlı olması beklenen, onları da geçtim çağdaş olması ve yaşadığı çağın kozmopolit yapısına saygılı olması beklenen insandır, zira öyleyse allah'a inanmakta 21.yyda yada 221.yy'da hiç bir gariplik ya da sıradışılık yoktur.
Atatürk, 29 Ekim 1923'te kendisiyle görüşen Fransız muhabiri Maurice pernot'ya verdiği demeçte, yazarın sorusu üzerine şöyle demiştir:
"Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır, demek istiyorum. Dinimize bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, buna da öyle inanıyorum. Şuura muhalif, terakkiye mani hiçbir şey ihtiva etmiyor. Halbuki, Türkiye'ye istiklalini veren bir Asya milletinin içinde daha karışık, sun'i, itikadat-ı batıldan ibaret bir din daha vardır. Fakat bu cahiller, bu acizler sırası gelince, tenevvür (aydınlanma) edeceklerdir. Onlar ziyaya (ışığa) takarrüp (yaklaşma) edemezlerse kendilerini mahv ve mahkûm etmişler demektir. Onları kurtaracağız.
bugün insan yaşamını düzenleyen iyi karakteristik özelliklerin tümü dinler ile topluma aşılandığını kabul etmek istemeyen insan modelidir aynı zamanda bu tahakkümde bulunanlar.