insanoğlunun bir şeylere inanma, tutunma isteğinin bir başka tezahür şeklidir. öyle ki, insan istediği her zaman bir dilek tutabilir tabi, ancak bunu böyle bir doğa olayına bağlamak, adeta bir işaretmiş gibi yapmak da hep bu inançtan doğar. insan olmanın değişik hasletlerinden biridir bu da. hayatın ufak bir ayrıntısıdır..
dilek tutamıyorum,
kayan yıldızların yerini uçaklar almış renkli ışıklarıyla..
gökyüzü bile bir başka ağlar olmuş, asit kelimesini almış yağmur önüne.
yalnızlık en büyük tiryakilik olmuş;
oysa rastlamadım henüz bir uyarı yazısına: 'yalnızlık öldürür!' gibi mesela.
dilek tutamıyorum artık, kandıramıyor beni tarifeli uçakların hareketli ışıkları..
yıldız kayması olarak adlandırılan şeyin aslında dünyaya düşmekte olan bir meteor olduğu göz önünde bulundurulursa. "inşallah kafama düşmez" şeklinde bir dilek oldukça yerinde olacağı gibi dileğinizin tuttuğunu görmekte ayrı bir mutluluktur. aksi durumda zaten her hangi birşeyi görebilecek durumda olamayacağınızdan, pek mühim değildir.
-bak yıldız kaydı hadi bir dilek tut canım.
*tutum.
-peki ne tuttun söle söle lütfen lütfen.
*o yıldız gibi hayatımdan kayıp gitmeni diledim.
-neeeeeeee (şaplak sesi)
(bkz: bu kadar da açık sözlü olunmaz ki)
cühelalıktır, batıl itikaddır, acizliğin dibe vurmasıdır. saçmadır bir kere... elin atmosfere girmeye çalışıp bertaraf olan meteorunu bir şölen edasıyla izleyen bünyenin bu da yetmezmiş gibi hayallerine giden yolda bir aracı olarak görmesinin getirdiği gaflet, dalalet hatta ve hatta hıyanettir.hafiften de rezalettir - söylemeden geçemedim-
şimdi neden gaflettir peki. şöyleki kendini romantik zanneden ahmakların ''büyüleyici'' olarak tasavvur edip o holy god nidalarıyla rahatsızlık uyandırmasıdır bu eylem. bunu yapan kişiyi gördüğümde aklıma uzun kuyruklu amazon maymunları gelir nedense. bir ekşilik hissederim derinliklerde bir yerde. böyle saçma sapan, kaliteden yoksun batıl itikadlarla hiçbir yere varamaz, varamamayı da geçtim güzide bir mozaik oluşturamayız. kaka bunlar vazgeçin artık.- meteor o sadece-
dilek olarak "bir daha yildiz kaysin" tutulur ve bu gerceklesirse ve bu islemler tekrarlanirsa sonsuza kadar yildiz kayabilir. bunun olusturacagi kozmik sonuclar da bize kayabilir tabii.
bu bağlamda bakılırsa, dilek tutma olayı için yüksek bir beceri veya grup çalışması gerekmektedir. böylece kayan her yıldızdan yararlanılmış olunur, israf olmaz. evet.
uğur böceğini "uuç, uuç böceğim. annen sana terlik papuç alacak" tekerlemesiyle uçururken dilek tutmak yildiz kayarken dilek tutmaktan daha makbul bir eylemdir.
hurafe ya da kayan şeyin yıldız olmadığını bir tarafa bırakırsak ışık hızında dilek tutmak demektir. bir saniye bile sürdüğü görülmemiş olduğundan hızlı dilek tutmak gerekir.
batıl inanç, hurafe hatta tamamen gereksiz bir eylem olsa da hepimiz en azından bir kere istem dışı yapmışızdır. ben de yapmıştım iyi hatırlıyorum. ilk defa geçen sene, yani 2007'nin mayıs ayında, bir gece balkonda otururken tutmuştum dilek...
mayıs'ın sonuydu, kavga etmiştim, okulu bırakıp gelmiştim ankara'ya.
yeni yeni tanıyorduk birbirimizi henüz, o'nunla. ama öyle alışmıştım ki, öyle sevmiş kabul etmiştim ki... güzeldi hava, tek bir bulut yoktu, yıldızlara uzansam dokunacaktım sanki.
çayım, sigaram her zamanki gibi elimdeydi. bir de ortamı güzelleştiren mesajlar sözkonusuydu tabi. yıldızları izlerken görmüştüm birinin kaydığını. öyle her zaman olduğu gibi kısa da değildi, epeyce süzüldü gökyüzünde. izledim...
o an inanmıştım ben de, bir dilek tutarsam gerçekleşeceğine. bir çırpıda çıktı ağzımdan, 'istiyorum onu!' bir ömür boyu, onunla olmak istiyorum. çünkü yıllardır beklediğim, yıllardır beni bekleyen o'ydu... yüzünü görmemiştim, bir kez dokunamamıştım ama, istemiştim onu.
sonrasını boşverin. malum; biz kime gönül versek, ağzımıza sıçıyor... biz de var bi bokluk!
o gün bugündür, yıldız kaymasa bile, yıldızlara baktığımda aynı dilek geçer aklımdan. o'nu ister, beklerim. tek fark, artık kimi beklediğimi biliyorum...
- aaa rıza bak yıldız kayıyor.
+ ulann yıldız bile kayıyor, ben daha sana bile kayamadım.
- efendim? ne kayağı,
+ uludağ diyorum, bu sene çok kar yağmış.kayamadım bir türlü.
senelerce yaptım, bir sikime yaramadı.
hatta olayı bir tık ileri götürmüşlüğüm de vardır 'eğer şöyle şöyle olacaksa bir yıldız kaysın!'
hoop! çat diye bir yıldız kayar süzülür. özellikle ışığın çok olmadığı sakin yerlerde.
sonra bekler, bekler, beklersin. bir sikim olmaz.
yıldızların da ta amk!