Sürekli birilerinin çıkıp netlerini belirttiği sınavdır. Kusura bakmayın ama ne ayaksınız siz ya?
buraya netlerinizi yazınca o olmaz olasıca egonuz mu tatmin oluyor. gençliğin haline bakar mısın?
ne kadar düşüncesiz insanlarsınız be. burada yıllardır o sınavı kazanmaya uğraşan insanlar var, lise sonda aynı anda okuldaki yazılılarıyla uğraşan kardeşlerimiz var, belki farkında olmadan moralini bozduğunuz, öz güvenini zedelediğiniz kişiler var. insan az düşünür.
neymiş efendim netleri şu kadarmış da, seneye hukuktan, tıptan el sallayacaklarmış. bu kafayla Oxford kazansan nolur ki sen?
susiyim susiyim dedim de duramıyorum işte. Buraya yazana kadar gidin iki test daha çözün. Allahın ezikleri. zorla sinirlendiriyorsunuz insanı ya.
4 bölümden 40'ar tane, toplamda 160 soruyu 160 dakika içinde çözmüş öğrencidir. Heyecan
yapmamış, stres yapmamış, tek bir tane soruyu bile yanlış okumamış, her bir soruyu 1 dakika içinde yanıtlamış, 160 dakika boyunca şöyle bir gerinip vücudunu esnetmemiş, hatta burnunu bile kaşımamıştır.
Türkçe bölümünde 30-35 adet paragraf sorusunun hepsini 1'er dakika içinde
okumuş, anlamış, doğru cevaplandırmıştır. istisnasız! Ve bu çocuk 18 yaşındadır. Günde 18 saat ders çalışabilecek kadar beyni boştur. Hiçbir düşünce beynini işgal etmemiş, hiçbir konuda kafasında merak uyanmamış, bilgisayar oyunlarını bırakınız
internete bile girmemiştir. Hatta sınıftan bir kıza bile aşık olmamıştır ki konsantrasyonu bozulsun...
Hiçbir düşünce akımına ilgi duymamış, hiçbir
düşünce üretmemiştir. Sadece ve sadece test
çözmüştür! 18 yaşında dünyayı yeni tanıyan bir
gencin dünyasını işgal edecek hiçbir şey onun
hayatına girmemiştir. Ve bu çocuk, lanet Türkiye
birincisidir. istediği üniversiteye girerek akademik kariyer
yapabilecek, meslek kazanabilecek, iş bulup
hayatını geçindirebilecek imkana sahiptir şu anda.
isterse bilim, isterse sanat, isterse düşünce adamı
olabilir...
Peki, sorabilir miyim: Hangi beyinle? Bir robotla mı karşı karşıyayız? Yoksa belli çevreler tarafından seçilmiş sıradan bir çocukla mı? Normal bir çocuğun bu şekilde hayatının baharını hiçe sayarak çalışması mümkün müdür?
Peki yüzbinlerce kişinin hayal kırıklığı yaşadığı bir
sınavda en ufak bir gerilim bile yaşamaması?
Bu şekilde bir sistemle ülkenin yetenekli ve idealist yüzbinlerce gencini hayata küstürdükleri ve böyle
zavallı çocukları makineleştirerek geleceğin önemli
adamları diye yutturdukları için, bu sistemi kuranlar da, uygulayanlar da bu ülkeye ihanetin en büyüğünü yapmaktadırlar. Ve yapmaya da devam edeceklerdir.
Tüm sene boyunca çalışmayıp yeni çalışmaya başladığım sınav.
Korkuyorum sözlük, çok korkuyorum. Gireceklere tavsiyem son gün yazılıya çalışır gibi çalışın ygsye kadar unutmayacağınız şekilde tabi. Ben bir gecede tüm biyoloji kitabını ezberlemiştim lise birdeyken ve gayet iyi sonuç almıştım.
yaklaştıkça çalışma isteğimi de aynı oranda düşüren sınavdır. hazır istiyorum ama eksiklerim de var sanki. bir de bu sene kesin kolay olucak ama kolay olması iyi mi, kötü mü kestiremiyorum. o kadar çalıştım, kolay olursa çalışan da çalışmayan da yapıcak; zor olursa, o kadar çalışıp yapamamak da var.
of stres yapıyorum sonra.
Biricik kuzenimin gireceği sınavdır. Ailesinin baskısıyla stres küpüne döndü sınavdan sonra LYS'ye kadar çalışmayı bırakır tahminimce. Puani dershane sınavlarındaki puanlarla uyuşursa hukuku bile tutturabilir. Umarım her şey gönlünce olur Kuzen, başarılar.
Aynı zamanda mezun arkadaşlarımın ve eski erkek arkadaşımın gireceği sınav. Umarım beklenilenden iyi bir sonuç alır da ailesi beni sorumlu tutmaz. Sınav döneminde ayrılmıştım da. Pardon o ayrılmıştı. Bizim okula gelmesin de nereye giderse gitsin. Pofuduğum(erkek arkadaşım) onu her gördüğünde geçmişimi hatırlar çünkü. Hatırlamasa bile sinir olur görünce. Ben olsam ben de sinir olurdum. Okulda ya da ringde gordüğüm her kıza acaba aysun mudur diye bakıyorum. Bazen o kızlara isimlerini sormak istiyorum o olmadığına emin olmak için. Umarım benden güzel ve daha bakımlı değildir. Ve umarım saçları boya değildir. Pofuduğum boyalı ve bakımlı kızları seviyor çünkü. Ben olsam çok doğal olan kızları severdim. Sabah uyaninca da aynı güzel yüze sahip olan ve dip boyası hiç gelmeyen kızları. Boyayı sevmesinin nedeni de değişikliği sevmesi. Her gün aynı yemek yenmez yemek aynıysa da sürekli malzeme değişikliği yapılmalı düşüncesinde. Sanki kadınlar bayılıyor her gün aynı yüzü görmeye... Biz saçınızı boyatın diyor muyuz? Değişiklik istiyor muyuz? Yok. Çok bencil bazı erkekler... Elbette kadın kendine bakmali, götü göbeği salmamali, saçlarına vücut bakımına özen göstermeli ama kendine yakışanı yapmalı ve en doğal güzelliğe sahip olmalı.
Erkekler bu noktada kaybediyor. Karşıdakine onu beğendiğini hissettirmiyor elde edince onun çirkin yanlarını daha çok vurguluyor. Kızı kapmadan önce çok güzelsin köprüyü geçince salaş giyinmeyi bile bilmiyorsun oje sürmüyorsun saçlarına bakmıyorsun kilon normal ama bu gidişle ilerde şişman olacaksın vs vs. Diyemiyorsun ki "e sen beni alırken de ben böyleydim şimdi mi gözüne çirkin göründüm beğenmiyorsan almasaydın!" sanki herkes 4/4 lük de bir ben çirkinim onun gözünde, öyle hissettiriyor. Etrafımızdan geçen her kızı daha dikkatli süzüyorum acaba beğenmiş midir diye. Sinir oluyorum. Beğenmediğim kızları bile kıskanıyorum bazen. Ne diyorduk? Erkekler bu noktada kaybediyor. Kadınların aldatma sebeplerinden bir tanesi partnerinin onu aşağılaması/ küçük görmesi/onu eksik görüp sürekli kusurlarını vurgulaması vb. Sonra da niye aldatıldım? Eski erkek arkadaşım çok yapardı. Tipine kendine bakmadan yok salaksın yok zayıfsın yok kolların şöyle yok buran böyle... Zamanla bu davranışları da beni ondan soğutmaya başladı, kendime haksızlık ettiğimi fark ettim madem beni beğenmiyordu, ben salaktım aptaldım o zaman beni beğenen birilerini bulurdum. Beni daha mutlu edecek kişilere layıktım. Yolda giderken ufak çocukların bile bize bakıp abla o senin yanına yakışıyor mu hiç? diye değindiği estetik farkımıza aldırmadan beni küçümseyebiliyorsa ondan soğumamı ve beni kaybetmeyi hak ediyordu. Hiçbir kadın/erkek buna katlanmak zorunda değildir. Her zaman başka bir seçenek vardır. Her zaman daha iyisi vardır. Bu yazıyı buraya kadar okuyan kişi, bunu kafandan çıkarma. Kimse fazla üzüldüğüne ve stres olduğuna değmez. Mutsuzsan bırak gitsin, seni hak etmiyordur mutsuz edebiliyorsa.
Ben bu yapabiliyor muyum peki? Daha önce evet ama şimdi yapamıyorum.
Birgün onun beni daha iyi tanıyacağına ve benden hiçbir şüphesinin kalmayacağına bunun sonucu olarak da her lafımdan rahatsız olmayacağına ve sonunda hep mutlu olacağımıza inanmak istiyorum.
Onun yanında saf olduğumu düşündüğü zamanlardaki gibi rahat olacağıma, stres olmayacağıma haliyle mutlu olacağıma inanıyorum. Rahatlık benim için en önemli üç şeyden biridir. Biriydi... Uzun zamandır yok.
Bir gün ilişkide benim de söz hakkım olacağına inaniyorum.
Bencilliklere son vereceğine inanıyorum.
ilişkinin cinsellik değil de iyi, güçlü bir iletişim haliyle eğlence ve mutluluk ağırlıklı olacağına inanıyorum. Zevk değil iletişim ve sevgi odaklı.
Bir gün benim de zevk almaya başlayacağıma inanıyorum. Ya da en azından hoşuma gitmeyen bir şeyi sırf zevk vermek için yapmayacağıma.
Sinirliyken söyleyip sonra sinirliydim gerçek düşüncelerim değildi dediği bilinçaltında yatan düşünceleri sileceğine inanıyorum.
Sudan sebepler için yanında olduğum anları ve günü, günleri zehir etmeyeceğine inanıyorum.
Sadece senin olduğumu senin için daha çok fedakarlık yaptığımı yerinin bende çok ayrı olduğunu bil ve ona göre düşün davran istiyorum.
Bir gün tüm bunların gerçekleşeceğine ve mutlu olacağım(ız)a inanıyorum. ilişkimizi sen ve ilişkimiz şeklinde değil de biz olarak sen ve ben şeklinde yaşayacağımıza inanıyorum.
Konu nereden nereye geldi. Çok doldum yine sözlük. Ağlama krizine girdim bugun yine. Depresyona giriyorum belki de. Öldürecek bu adam adam beni.
akpnin devleti teslim ettiği, şimdilerde ise yandım anam diye bağırtıldığı fetöcüler tarafından soruların çalınmayacağının garantisinin olmaması insanı gerçekten üzüyor.
biz varımızı yoğumuzu ortaya koyup "dershaneye" binlerce lira verip hakkımızı elde edemeyecekken haşhaş çeken kafası güzeller istedikleri bölüme yerleşsin.
rum gavurlarını nasıl sahipleri avrupalılara doğru yani akdenize döktüysek, emeklerimize yazık eden hırsız yobaz sürüsünü de sahipleri amerikaya doğru yani atlantiğe dökeceğiz.
sakin olun desem de olamayacaginizi biliyorum.bence de olmayin gencler.hayatinizi belirliyor o sinav..sallamasyon cevaplamayin sorulari. unutmayin 1 soru hatta 1 bos sizin kaderiniz. karsinizda 0.lerle istedigi universiteye gidemeyen biri var.emin olun acisi hala ilk gunku gibi taze.
matematikte sallayacağınız bir soru olduğu taktirde mutlaka küçükten büyüğe dizip çakışan şık olursa onu işaretlemeniz. (bkz: şansın nerden geleceği belli olmaz)