aslı ile fotokopisini karıştırmamak gerek. olay da tam burdan cereyan ediyor işte, bir kısım uyanıklar malum seçim ortamında, siyasi propaganda yapabilmek için milyonlarca öğrencinin kafasını bulandırıyor.
olay basit aslında, tek gereken sakin bir kafa. beyinde bedava nasıl olsa.
soru kitapçığının ilk halinde(master kitapçık, ilk yani ham) cevaplar büyükten küçüğe doğru sıralanıyor. yani bilgisayar alfabetik sıralıyor, rakamlar da matematikte ona göre sıralanıyor, türkçe de de aynen öyle. ki asıl kitapçıkta niçin böyle demesin kimse. ham hal öyle olur. ondan kombinasyonlar türetilecek zaten.
daha sonra ise basın kitapçığı oluşturulması gerektiği üzre, basit bir şekilde olsun diyerek doğru cevaplar sabit dururken, yanlışların yerleri değiştirilmiş bi kitapçık oluşturuluyor.
şimdi olayın aslı bu iken yok şu yaptı bu yaptı gibi paranoyalara girmeye gerkek yok. eğer bu kitapçıklar da adaylara dağıtılanlar da da dogru cevapların yerleri değiştirilmemiş yanlışlar değişmişse o zaman plan hatası vardır. ama yok öyle bi durum
Anlayanlar, anlamayanlara anlatsın, hele hele ygs den gelen açıklama ne kadar vahim durumda olsugumuzu gösterdi, adam kendi dediğinden bile bir şey anlamamıştır.
"bak sen şu işee yaaa" denilen durumdur. ne oldu bu yalanı bulmak 1 haftasını mı aldı bu ösym nin. ve asıl merak ettiğim konu şu biz hiç diyor muyuz o parti bu parti yaptırdı bunu diye ösym ye laf atıyoruz da; benim merak ettiğim konu akp kadrosu ve akp savunucusu insanlar neden oluyorda birden ayaklanıp biz bişey yapmadık şeklinde savunmaya geçtiler? ilginç cidden...
ilk iddia üzerine "şifre yoktur asılsızdır"
sonradan "sadece basın kitapçığında vardır diğerlerinde yoktur" (aynı şekilde 100bin kombinasyon olabilecekken)
sonradan da bu yalan mı atıldı ortaya...
midemi bulandırıyorsun ösym başkanı da yine badem bıyığınla kurtardın. hadi yine iyisin.
--spoiler--
ilk iddia üzerine "şifre yoktur asılsızdır"
sonradan "sadece basın kitapçığında vardır diğerlerinde yoktur" (aynı şekilde 100bin kombinasyon olabilecekken)
sonradan da bu yalan mı atıldı ortaya...
--spoiler--
bir ekleme yapalım, şimdi bu adam, sadece basın kitapçığında vardır diyor de mi? diğer dağıtılan kitapçıklarda böyle bir sistem bulunmuyordu...
buyrun adana'dan bir kitapçık ile ösym'nin dağıttığı kitapçığın karşılaştırması;
iddianın asıl olmadığı düşüncesiyle yapılmaya çalışılan bir kıyaslama.
şunu söyleyeyim: ekşi sözlük'ten geliyorum (okur olarak), sabahtan beri ekşi sözlük'te bu konuyla ilgili yazılanlara bakıyorum. bir allah'ın kulu çıkıp orada ösym kurumunu savunmak için götünü yırtmıyor. buraya geliyorum ve bakıyorum: burada millet ösym'yi korumak için götünü yırtıyor. siz nasıl insanlarsınız ya (hile iddialarını saçma bulanlara diyorum)? bu kadar haysiyetsiz olunmaz. gelmez olaydım. daha üstünden bir yıl geçmemiş kpss fiyaskosu hiç olmamış gibi rahat nasıl davranabiliyorsunuz? tüüü, yazıklar olsun size ve rahatlığınıza!
ösym başkanın da nasıl bir bokun içine düştüğünü anlamaya daha doğrusu bu olayı nasıl açıklayacağını düşünmektedir. dikkat ederseniz basın açıklamasında adam sorulan sorulara ve olayla ilgili gelişmelere etrafa boş gözlerle dona dona bakıyor kendiside inanmıyor kendi söylediklerine.
tesadüfmüş; ulan hani böyle bir şey tesadüfen oluşamazdı, mutlaka bir yapan eden olmalıydı amcık ağızlılar.
olna biten tamamen, basiretsiz laubali dinci işbilmezliğidir. adamı hakettiği göreve değil, dindciliği ölçüsünde görevlendirirsen olacağı bu. kaç senedir yazıyorum şurada; dinciler laubalidir iş yapmayı bilmezler. müslüman müslümanlık yapar onu da eline yüzüne bulaştırır.
soruları dışarı çıkartamayınca, cevapları içeriye sokmuşlar abiler. zaten geçen sene olan çalınma olayının cezası yok hala. ali demirin oturduğu yerde bikbik edip hiçbirşey anlatmamasından belli.
kul hakkı diye zırlamayı pek bir seven tüm müslümanların hepsinin dinleri en kısa zamanda bu ülkede yasaklanmalı. yasaklanmalı ki kitaplarının yansıması olarak yaşadıkları hayat medeni ve insani toplumumuzu daha fazla arabi hasletler ile bozmasın.
* master kopyada bu şekilde bir pattern yaratıldı ise; ve bu kopya basına verilen ise, sözlükteki yazarın iddiası öyle çünkü; bu pattern neden tüm sorulara uygulanamıyor yalnızca bir kısmına uygulanabiliyor onu da açıklasalardı bir zahmet.
öte yandan açıklamada master kitapçık olduğu var ama basına verilenin master kitapçık olmadığını da söylüyorlar. yani basına verilen master kitapçık ile soru sırası aynı. şıkların yerleri ise sadece yanlışlar değişecek şekilde değiştirilmiş yani doğru şıklar sabit yerleri değişmemiş. ama bakınca öyle değil çünkü aslında soruların yarısında bu pattern var. yani basına farklı kitapçık vermemişler. aynı da vermemişler. neden böyle yarım bir kitapçık produce edilmiş o da belli değil.
basına neden böyle bir değişiklik ile verilmiş o zaten belli değil açıklamada.
* herkes kendi kitapçığına bakabilecek, ve şifre olmadığını görebilecekmiş. ulan mal; ulan islamcı salak gerizekalı mal; mesele ve skandal zaten senin şakird kardeşlerine bu şifreli kitapçıkları vermen bazılarına vermemen üzerinde iddialarla dönüyor. bana şifre vermemişsin. sonra kitapçığıma internetten bakıp "ya evet hakikaten şifre yokmuş" dememi mi bakliyorsun? ya da şakird kardeşinin ben de şifre var diye piyasaya çıkmasını mı? insanlar kendilerine verilmemiş başkalarına verilmiş kitapçıklar olduğunu düşünüyor. sen kendi kitapçığına bakabilirsin diyorsun.
* kıyıda kenarda bir algoritma yarattıktan sonra bunu bilgisayara aktarmak en fazla 3-5 gün sürer. bunu çalıştırmak ve sonuçları almak ise 1-2 saat. haremlik selamlık uygulayacak kadar sıralayabiliyorsan sistemi, soruların ve mod medyanın belirli kişilere ulaştırılması çok çok daha basittir. onu geçelim, dileyen diledğini araştırsın, 1,700,000 kitapçık ve 1*10³³ farklı kombinasyonu dilediğin gibi oluşturup kanıt diye sunabilirsin. yakalanma ihtimalin gerçekten yok birileri konuşmadığı sürece.
* açıklama "bir daha ki sefere yakalanmamak için daha dikkatli olacağız" demekten ibaret. ösym'ye güvenmeliymişiz. yıpratmayalımmış. yıllardır yıpratan zaten belli.
sonuçta ortada bir pattern var. buna şifre denemez. bu bir skandal mı değil mi belli değil. zaten bulunamaz da. öte yandan varolan pattern; ösym nin; özellikle de bu son bahsettikleri sistem ve algoritmalar ile; artık sınavın değil kopyanın merkezi olduğunu gösteriyor. tek bir merkezden kopya. soruları sızdırmak tehlikeli bir iş. bir kere sızınca kimlere gittiğini bilemiyorsunuz dağılabiliyor vs. ama bu şekilde, her istediğinize istediğiniz kadar soruyu vermiş olabilirsiniz. bunun yapılabileceği tek yer ise ösym oluyor yani ösym kopyanın merkezi oluyor. yöntem suistimal edilebilirliği sonsuz bir yöntem. ve bu suistimal aynı anda inanılmaz kontrol edilebilir bir yöntem.
anlayamadığımdır. e diyorsunuz ösym yalanladı, e beyler, biz mi yaptık diyecek? tekrar diyorum, geçen sene de çalındı dediler. o güvenlik önlemlerinde soruların çalınması imkansızdır. adamlar aylar boyu dışarı çıkamıyor iletişim yok. ayrıca geçen sene bazı dershanelerin yıllık soru kitaplarında, geçen senenin kpss sorularının mevcut olmasıda ilginçtir. birde hala kalkıpta, ' hala ösym ye sövenler var yaa' diyen varsa yazıktır diyorum. kaç sınavdır skandallar oluyor. skandal olmayan sınav yok, kim bilir gözümüzden kaçan daha ne olaylar var. polislik sınavı bile tekrar edildi, bundan ötesi olamaz. ösym artık ağzında kuş tutsa güven kazanamaz.
ayrıca kendi hatalarını öğrencilere yüklemeleride çok saçmadır. ulan kendiniz çaldırtıyorsunuz kendi deyiminizle, birde öğrencilere tuvalet yasağı koyuyorsunuz. bir öğrenci çok fenalaştı ve dışarı çıkartılıp sakinleştirildi. çocuk iyi olduğunu söyleyip içeri girmek istemiş ancak sınava alınmamış, adalet mi lan bu ? adamın istem dışı fizyolojik sorunları nedeniyle koskoca 1 senesi yandı !
kadrolaşmanın temellerinin anaokulu sıralarına kadar dayandığına beni iyiden iyiye inandırmış iddialardır.
devleti ele geçirmek yerine her şeyi ele geçirmek tabii ki daha mantıklı.
adamlar öyle bir sistem geliştirmiş ki kundakdaki bebenizden şüphelenin.
birilerinin adamı, bir planın aktörü olabilir.
bunula ilgili bir fıkra var ama burada anlatmam mümkün değil.
dileyene özelden anlatabilirm.
her öğrenci kendi kitap şifresini öğrenip kendi kitabına bakabilecekmiş. öğrenci kendi verdiği cevabı hatırlayabilir, ama sorularda şıkların sıralamasını hatırlayabilir mi?
nereden bileceğiz bu kitapçıkların sınavda verilenlerle aynı olduğunu? belki yine değiştirip bu şifrelemenin geçerli olmadığı yeni kitapçıkları seriyorlar gözümüzün önüne.
ve tabii ki belli gruplara şifreli kitapçıklar vermiş olma ihtimallerinin yüksekliği de var. kaç okulda haremlik selamlık uygulaması yapıldı. toplarsın yandaşlarını belli okullara, başlarına da yine yandaşlarını koyarsın, e zaten onları da sen görevlendiriyorsun artık, ondan sonra diğer garibanlar debelenirken sorularla seninkilerde keyifler kebap.
yapacağın tek şey var sayın osym başkanı, sınavdaki tüm kitapçıkları taratırsın, o kitapçıkları verirsin internete. üzerinde karalamalar olan, her adayın kendi kitabına özel olarak ulaşacağı ama bizlerin her kitaba ulaşabileceği şekilde. o zaman anlaşılır şifreleme var mı yok mu. e o da sıkar biraz. yapın da görelim.