ankara konur sokak'ta yeni açılan, mustafa özarslan'ın ortaklarından biri olduğunu düşündüğüm (zira eski adı cafemsi olan mekanın sahibi şimdiki yeşilçam'da görünmekte hala) kafe.
henüz gitmedim, dışardan güzel bir yere benziyor.
'senin annen bir melekti yavrum', 'amca, size kanım çok kaynadı. size baba diyebilir miyim' gibi daha onlarca sözün o zamanlara has bir saflıkla yazıldığını sanıp içimde büyük bir sevgi barındırırken, trt2deki bir programda bu replikleri yazan senarist, bülent oran'ın, halk bunu istiyordu diye populerlik ve para kazanmak adına ajıtasyon replikleri yazdım' demesiyle dumura uğradığım ve o günden sonra izlerken pek de eski tadı alamadığım sinema, ekol...
-Annecigim, ben bu amcayi cok sevdim. Ona baba diyebilirmiyim?
-Bana annemi tekrar anlatir misin babacigim? Senin annen bir melekti yavrum.
-Neden agliyorsun annecigim? Hayir yavrum aglamiyorum. Gozume toz kacti. -Benim de senin yaslarinda bir oglum vardi evladim.
-Seni sevmiyorum, seninle oyun oynadim, bunu anlamadin mi hala. ( Aktor veya aktrist amansiz bir hastaliga_genellikle ince hastaliga_ tutuldugu zaman sevgilisine soyledigi ilk cumle.)
-Annen sen dogarken oldu yavrum.
-N'olur gercegi soyleyin doktor yasayacak miyim?
-O kizla evlenirsen, seni mirasimdan mahrum, evlatliktan men ederim.
-Nayir Necla, n'olamaz.
-Hayir siz kovmuyorsunuz, ben vazifemden istifa ediyorum.
-Tanrim, bu resim... bu resim... -Ben fakir bir gencim, sen ise zengin bir fabrikatorun kizisin.
-Biz ayri dunyalarin insaniyiz.
-Aman tanrim, goremiyorum... Goremiyorum.. Kor oldum.