haliyle 60 yaş üstü ve etrafta bolca bulunacak insanlardır. bazen çok sevimli bazen de ziyadesi ile itici olabiliyorlar.
anlatıyorum;
3 kişiydiler. nazlıcan, bedirhan ve suphi. şaka şaka.. isimlerini bilmiyorum tabi..bir kadın iki erkek. yalan yok. dükkana ilk girdiklerinde, "teyzeme bak. bakırköy'de oturan kemalist teyzelerden kendisi. bir kedisi eksik" dedim. ama gerçekten de öyleydi olm. hepsi de kallavi tipler. hiç üçünü bir arada görmedim.. meslekleri nedir bilmiyorum ama kafamda tahlil yapıyorum.. uzun boylu olan kesin akademisyen.. kadın devlet dairesinden emekli. diğeri de alenen esnaf, ticaret adamı. görüntüleri aynen böyle diyor çünkü. keza konuşma tarzları da.. sonra haklı olduğumu gösterdiler zaten. esnaf olan kardeşim diyerek konuşuyordu benimle. akademisyen olan ilk ismimi sordu ve ismimle hitap etti. kadın hiç muhatap olmadı benimle.
neyse dükkana girdiler, ben üst kısımda duruyorum. "kimse yok mu" minvalinde nida savurmadıkları için, buyrun falan demedim. kendi aralarında konuşuyorlar. bir şeyler çıkartıyorlar vs. o sırada başka bir müşteri geldi. haliyle bende aşağı inmek durumunda kaldım. inmişken de kaldı orada. faks göndereceklermiş ama numarayı almamışlar. neyse akademisyen olan bir telefon görüşmesi yapıyor. bizim dükkanda da "özel telefon görüşmelerinizi iş yerinde dışında yapınız" uyarısı asılı bir kaç noktada. ama öncesinde biz dükkan halkı olarak kıl kapmışız üçünden de, niyeyse artık. ukala ve kibirli addediverdik birden.. hatta ben " işimiz var bunlarla" dedim kendime.. adam telefon görüşmesini yaptıktan sonra bana dönüp " telefon görüşmesini yaptıktan sonra uyarı yazısını fark ettim. özürlerimi sunuyorum" demez mi. ben nasıl utandım, yerin dibindeyim bildiğin. fakstı fotokopiydi derken uzun bir süre geçirdiler dükkanda. yukardan da bizim abi bana işaret çakıyor, müdahale edeyim mi diye. no diyorum. üçüne de bayıldım çünkü. insanlığa umut ışığım oldular yemin ediyorum. yeşilçam'dan yeni çıkıp, bizim dükkana gelmişler gerçekten. nasıl kibarlar, nasıl içtenler, nasıllar nasıllar.. ben artık duyduğum sempatiden mayışmışım, kibarlıktan da kırılıyorum. üçünü de sevdim lan.