tarik abi, gündüzleri alkolsüzlükten titreyerek dolaşır, anlamsız bakışlarla oturduğu yere çökerdi. genç gösterirdi. türk sanat müziği hastasıydı, makamları ezbere bilirdi. bej rengi yazlık şortu ve beyaz polo yaka t-shirt'ü ile akşamı beklerdi. zira akşam tayfası toplanınca içmeye başlardı. "merhaba abi" diye el sıkışıp öpüşürseniz, öperken "sniff" diye koklardı. buna anlam veremezdik. sapık falan da değildi. evliydi, içince karısı eve almazdı olay çıkardı. ince, zayıftı. bayağıdır görmedim.
bâb 2 - "kayalıklardan çıkış"
turan abi esrarcıydı. gece yarısı, yitirdiği yıllarını kazanmak istercesine sarhoşlarla sahilin oradaki kayalıklarda zar atar, çarşıda falan bize rastlayınca kafası güzel bir şekilde "çocuklar zar attım havada kaldı, ama 6'yı gördüm ben; kazandım" derdi. boyacıydı, çok ev boyamıştı, bir kendi hayatı siyah kalmıştı, üstüne bir boya atamamıştı. bayağıdır görmedim.
bâb 3 - "kolonyanın tekrarı"
tevfik abi kovboy şapkasıyla takılırdı, uzunca boyluydu. güneşin altında esmer değil; ıstakoz gibi kıpkırmızı gezerdi. eskiden havaalanında çalıştığına hatta pilot olduğuna dair söylentiler var. bir kere rastlamıştık da, "çocuklar benim işim zor, sizin gibi değilim, kuru da var yaş da var bende, mesela bir arkadaşımın babası hasta, gelen giden kolonya getirmiş, onları içtik" derdi. "yuh" derdik içimizden de, dışımızdan susardık. biz sustukça, ezip geçen hayatın postallarının altına yapışmış bu adamlar konuşurdu. geçenlerde öldü tevfik abi. allah rahmet eylesin ve affetsin. hepimizi.
bâb 4 - "liptonlular"
apo abi bakırköy'de bir bar'ın getir - götür, koruma ve bilimum pis işlerine bakardı. deli raporu vardı; tehlikeliydi. belinde silahla gezerdi. günde 80-100 bardak çay içerdi. tekmelenerek dayak yiyişlerini gülerek neşeyle anlatırdı. babasıyla yürüyüşlerini anlatırdı bir de. babasıyla yürümeyi çok özlerdi; ben bilirdim. bir gün 140 bardak çay içince fenalaşmış hastaneye kaldırılmıştı. boyundan büyük birine bulaştı geçen sene, parkta çay içerken vurdular. apo abi böyle öldü. allah rahmet eylesin ve affetsin. hepimizi.